Fiyatları
Almanya’da işten çıkarma dalgası sürüyor
Güçlü ekonomik şartlar, birçok esere yönelik süren zayıf talep ve Çin’den gelen şiddetli rekabet Alman şirketleri yine yapılanmaya iterek, işe alımları dondurmaya yahut işten çıkarmaya zorluyor.

Azalan karlarını işten çıkarmalarla istikrara kavuşturmaya çalışan Alman şirketlerden arka arda gelen “işten çıkarma” yahut “yeni alımlara orta verme” haberleri, Almanlar ortasında kaygı yaratıyor.
Covid-19 sonrası iktisatta yaşanan zorluklara bağlı olarak artan maliyet ve düşen karlılıkla gayret etmek için büyük çaplı işten çıkarmaya giden şirketler ortasında, Alman iktisadının büyük şirketleri Volkswagen, Thyssenkrupp, DHL, Commerzbank, Deutsche Bank, Audi, Deutsche Bahn ve Siemens’in de bulunması dikkati çekiyor.
Alman iktisadı bölgedeki öteki ülkelere oranla daha büyük bir rol oynayan imalat kesimindeki kalıcı zayıflık nedeniyle kırılganlığını koruyor.
Yapısal sıkıntıların da ekonomiyi frenlediği Almanya’da, bir vakitler epeyce başarılı olan “ucuz güç ve orta malı ithal et, işle ve yüksek kaliteye sahip ‘Made in Germany’ olarak kıymetli formda ihraç et” kapsamındaki iş modeli artık kâfi olmuyor.
Avrupa’nın en büyük iktisadı olan Almanya’nın bel kemiğini oluşturan şirketler, artan güç fiyatları ve ihracata bağımlı Almanya iktisadında özel bir sorun olan dış talepteki düşüşe bağlı sert makroekonomik rüzgarlarla gayret etmekte zorlanırken, ülke iki yıl arka arda gerilemeden sonra bu yıl da zayıf ekonomik büyüme ortamına hazırlanıyor.
Otomotiv kesiminde istihdam kayıpları
Köln İktisat Araştırmaları Enstitüsü’nün (IW Köln) araştırmasına nazaran, Alman şirketlerinin yalnızca yüzde 17’si bu yıl daha fazla çalışanı işe almayı planlarken, yüzde 38’i istihdamı azaltmayı kıymetlendiriyor.
Sanayi şirketlerinin yüzde 44’ü istihdamı azaltmak isterken, yalnızca yüzde 14’ü yeni çalışan almayı planlıyor.
Öte yandan, Prognos Enstitüsü’nün Alman Otomotiv Endüstrisi Birliği (VDA) ismine yaptığı araştırmaya nazaran, ülkede mevcut eğilimin devam etmesi halinde otomotiv sanayisinde 2035’e kadar 140 bin iş kaybı yaşanacak. Otomotiv kesiminde 2019-2023 yılları ortasında 46 bin iş kaybı yaşandı.
Almanya’da otomotiv, sanayi ve mühendislik, teknoloji, telekomünikasyon, finans ve öbür bölümlerdeki işten çıkarma kararlarına her gün yenileri ekleniyor.
Buna son olarak, Alman mühendislik şirketi Siemens’in 2027’ye kadar başta otomasyon alanında olmak üzere 6 binden fazla kişiyi işten çıkarma kararı eklendi.
Yaklaşık son 6 aydır işten çıkarma kararı alan şirketler
Geçen yılın son çeyreğinden itibaren işten çıkarma kararları alan büyük çaplı Avrupalı şirketler şu biçimde:
Alman araba üreticisi Volkswagen Kümesinin lüks araba markası Audi, 17 Mart’ta 2029’a kadar Almanya’da 7 bin 500 civarında kişinin işten çıkarılacağını duyurdu.
Audi’nin ana şirketi Volkswagen de Aralık 2024’te 35 bin kişinin işten çıkarılmasını içeren bir maliyet düşürme programı başlatmıştı. Alman basınına nazaran Volkswagen, bu yıl sonuna kadar Cariad yazılım kısmında 1600 işçisi işten çıkarmayı planlıyor.
Volkswagen Kümesinin başka lüks markası Porsche ise 3 bin 900 kişiyi işten çıkarmayı planlarken, 2025’in ikinci yarısında sendikalarla daha fazla işten çıkarma için müzakerelere başlayacağını duyurdu.
Alman çelik üreticisi ve teknoloji firması ThyssenKrupp’tan 25 Kasım’da yapılan açıklamada, çelik ünitesinde 2030’a kadar 5 bin kişinin işten çıkarılmasının planlandığı bildirildi. Şirket, buna ek olarak ticari faaliyetlerin satışı yahut dış hizmet sağlayıcılara bölümü yoluyla 6 bin kişinin daha işten çıkarılmasının planlandığını açıkladı.
ThyssenKrupp, 6 Mart’ta da global otomotiv sanayisindeki daima kuvvetli piyasa şartlarına atıfta bulunarak, işe alımları donduracaklarını ve otomotiv kısmında 1800 kişiyi işten çıkarmayı planlandığını açıkladı.
Alman otomotiv ve sanayi tedarikçisi Schaeffler, 5 Kasım’da araba üreticilerinden zayıf talep nedeniyle yine yapılanmaya giderek, 2 bin 800’ü Almanya’da olmak üzere Avrupa’da toplam 4 bin 700 kişiyi işten çıkaracağını duyurmuştu.
Alman menşeli lastik ve araba modülleri üreticisi Continental, 18 Şubat’ta 2026 sonuna kadar araştırma ve geliştirme kısmında 3 bin kişiyi işten çıkarma kararı aldı.
Otomotiv bölümünün kıymetli tedarikçilerinden Bosch, 23 Kasım 2024’te, otomotiv ünitesinde 3 bin 800’ü Almanya’da olmak üzere, dünya genelinde 5 bin 500 kişiyi işten çıkaracağını, ayrıyeten üretim tesislerinde kısa mesaiye gidileceğini bildirdi.
Diğer Alman araba üreticileri de şimdiye kadar işten çıkarmalar konusunda temkinli kalırken, kasım ayında Mercedes-Benz, önümüzdeki yıllarda yıllık maliyetleri birkaç milyar avro azaltmayı planladığını açıkladı. Şirket iş gücünü azaltmanın da bu stratejinin bir kesimi olduğuna işaret etti.
Almanya’nın ikinci büyük bankası Commerzbank da 13 Şubat’ta 2028’e kadar çoğunluğu Almanya’da olmak üzere 3 bin 900 kişinin işine son vereceğini duyurdu. Alman spor giysi üreticisi Puma 12 Mart’ta maliyet azaltma programı çerçevesinde dünya çapında 500 kişiyi işten çıkaracağını açıkladı.
Alman biyoteknoloji firması BioNTech, 10 Mart’ta 2027’ye kadar 950 ila 1350 tam vakitli durumda kesintiye gitmeyi planladığını duyurdu.
Alman Posta Yönetimi’nin (Deutsche Post) iştiraki DHL, 6 Mart 2025’te karındaki düşüşün akabinde tasarruf etmek için Almanya’da bu yıl yaklaşık 8 bin kişiyi işten çıkarmayı planladığını açıkladı.
Deutsche Bank da geçen yıl maliyetleri düşürmek için 3 bin 500 takviye çalışanını işten çıkarmasının akabinde, 20 Mart’ta bu yıl 2 bin kişinin işine son verme kararı aldı.
Kaynak: Haber7
Fiyatları
Yeni dönemin hazinesi o bölgede! Putin talimatı verdi
Rusya Devlet Başkanı Putin, Rus hükümetine, Arktik bölgesinde enerji, turizm ve altyapı yatırımlarının yapılması talimatını verdi. Arktik bölgesi, dünyanın petrol rezervinin yüzde 6’lık, dünya doğalgaz rezervinin de yüzde 25’ine sahip.

Kremlin, Putin’in Arktik bölgesine yönelik yatırımlarla ilgili hükümete verdiği talimatları yayımladı.
Buna göre, “Volhov-Murmansk” doğal gaz boru hattının 2030’a kadar tamamlanması planlandı. Projede hükümetin yanı sıra Rus enerji şirketi Gazprom görevlendirildi.
İKİ NÜKLEER BUZKIRAN GEMİSİNİN “İNŞASINA BAŞLAYIN” TALİMATI
Hükümete, 2026’ya kadar iki nükleer buzkıran gemisinin inşasına başlanması talimatı verilirken, Arktik bölgesinin geliştirilmesi için Rusya Doğrudan Yatırım Fonu ile birlikte bir yatırım fonu kurulması planlanıyor.
Putin, Arktik’te turizm bölgelerine yönelik çalışma yapılması talimatı da verdi. Kuzey Deniz Yolu üzerinden nakliye projelerine ilişkin yabancı şirketlerle çalışmalar da yapılacak.
Arktik bölgesi kıyılarının yaklaşık yarısını kontrol eden Rusya, aynı zamanda bölgedeki petrol ve doğal gaz rezervlerinin önemli oranda sahibi konumunda.
Son yıllarda Kuzey Buz Denizi’ni kaplayan buz tabakasının hissedilir şekilde incelmesiyle bölgedeki gemi faaliyetleri artarken, Rus hükümeti 2030 itibarıyla Kuzey Deniz Yolu üzerinden taşınan kargo hacmini 100 milyon tonun üzerine çıkarmayı hedefliyor.
ARKTİK BÖLGESİNDE YERALTI HAZİNESİ YATIYOR
Arktik bölgesinin potansiyelini araştırmalar sonucu çıkan rakamlar ortaya koyuyor.
Amerika Birleşik Devletleri Jeolojik Araştırma Kurumu’nun (USGS) 2008 tarihli çalışmasına göre, bölgede 90 milyar varil petrol, 48 trilyon metre küp (1,699 trillion cubic feet) doğalgaz ve 44 milyar varil doğalgaz sıvısı olduğu tespit edilmişti.
Bu potansiyel, 2018 yılının kanıtlanmış toplam üretilebilir petrol rezervi olan 1,7 trilyon varile ve 193,5 trilyon metre küp doğalgaz rezervine göre değerlendirildiğinde bölge, dünya petrol rezervinin yüzde 6’lık, dünya doğalgaz rezervinin de yaklaşık yüzde 25’lik kısmına sahip görünüyor.
Kaynak: Haber7
Fiyatları
Başkan Erdoğan’dan önemli açıklama: İstanbul’u modern sağlık tesisleriyle donatıyoruz
İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Açılış Töreni’nde açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’u modern sağlık tesisleriyle donatmaya devam ediyoruz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Açılış Töreni’nde açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Bugün resmi açılışını yapmak üzere bir araya geldiğimiz İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim Araştırma Hastanemizin Bahçelievler’e, şehrimize, ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu güzel eserin İstanbul’umuza kazandırılmasında emeği geçen Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere yüklenici firmamıza, işçilerimize, mimarlarımıza, mühendislerimize yürekten teşekkür ediyorum. Hastanemizde görev yapan tüm sağlık personelimize Cenabı Allah’tan kolaylıklar ve başarılar niyaz ediyorum.
İstanbul’u modern sağlık tesisleriyle donatmaya devam ediyoruz. Biliyorsunuz bundan bir ay önce Bağcılar’da 400 yataklı kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanemizi hizmete almıştık. Böylece Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanemizin yatak kapasitesini 900’e çıkardık. Bugün de bir başka muhteşem ve muazzam sağlık yatırımının resmi açılışını gerçekleştiriyoruz.
Hastanemizin özelliklerinden sizlere kısaca bahsetmek isterim. İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim Araştırma Hastanemiz toplam 102 bin 500 metrekare kapalı alana sahip.
Hastanemizde 6’sı yoğun bakım olmak üzere toplam 705 yatak bulunuyor. Bu yatakların 657’si nitelikli yatak sınıfındadır. Hastanemizde 88 poliklinik odamız mevcut. 75’i uzman hekim olmak üzere toplam 160 hekimimiz ve 324 hemşiremiz hastanemizde görev yapıyor. Eğitim Araştırma Hastanesi olan sağlık tesisimizde 3’ü eğitim kliniği olmak üzere toplam 19 klinikte sağlık hizmeti sunulacak. Ayrıca 36 yataklı palyatif bakım ünitesi, engelli spor salonu, GETAT merkezi, robotik rehabilitasyon ünitesi bulunan bu hastanemizde vatandaşlarımız birçok alanda özellikli sağlık hizmeti alacak. Toplam 570 araçlık otoparkıyla her ihtiyacın düşünüldüğü hastanemizin İstanbul’umuza, Bahçelievler’imize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.
Bu eserin inşasında emeği geçenleri tekrar tebrik ediyor, burada görev yapan sağlık personelimize muvaffakiyetler temenni ediyorum.
Aziz İstanbullular, sevgili kardeşlerim, hatırlarsanız 2002 yılında iktidar sorumluluğunu üstlenirken ülkemizi dört sütun üzerinde yükselteceğimizin sözünü vermiştik. Bunların da eğitim, sağlık, güvenlik ve adalet olduğunu ifade etmiştik. Bugün şöyle geriye dönüp baktığımızda milletimize verdiğimiz sözleri tutmuş olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz.
Sadece bu alanlarda değil, bir başlıkta Türkiye’yi hayal dahi edilemeyecek seviyelere getirdik. Sağlık bizden önce milletimizin en fazla şikayet ettiği alanlardan biriydi. Hatırlayın. Gerek Sosyal Güvenlik Sistemi, gerek altyapı, gerek donanım noktasında sağlık sistemimiz adeta dökülüyordu. Sorunlar yumağı içinde kaybolmuş, sağlık hizmetinin her iki tarafını da bizar eden, bıktıran, bunaltan, karmaşık bir sistem vardı. Ne demek istediğimi yaşı özellikle 35-40’ın üzerinde olan vatandaşlarım gayet iyi bilir. Doktorunu bulmanın ayrı, ilacını temin etmenin ayrı dert olduğu o günleri iliklerine kadar yaşamış bir kardeşinizim. Bu mağduriyeti tıpkı benim gibi Türkiye’de hemen her vatandaşım gayet iyi bilir.
Sağlam girenin bile hasta çıktığı o yapıyı reforme etmek, kimi yerlerde kökten değiştirmek için gerçekten çok mücadele ettik. Türkiye bugün bırakın hastanelerde sunulan hizmetleri, 2 milyon 840 binin üzerinde vatandaşına evde sağlık hizmeti verebilen bir ülke haline geldi. Hekim ve hemşire sayısından MR, tomografi, diyaliz gibi ultrasonografi gibi kritik araç gereçlere kadar her alanda çok büyük artışlara imza attık.
Bakınız şurası da çok önemli. Eskiden bizim vatandaşlarımız yurt dışına sağlık hizmeti almaya gidiyordu. Şimdi ise yurt dışından, hatta dünyanın en zengin ülkelerinden milyonlarca kişi sağlık hizmeti almak için Türkiye’ye geliyor, Çam Sakura’ya geliyor.
Sağlıkta kurduğumuz sistem dünyanın pek çok ülkesi tarafından örnek alınıyor. Özellikle belli alanlarda Türkiye küresel bir destinasyona dönüştü. Sağlık turizmi ülkemizin dünyada öne çıktığı alanlardan biri oldu. Hele hele burası. Zira fizik tedavi imkanlarının en üst seviyede olduğu bu merkez inanıyorum ki dünyanın birçok ülkesinden hastaların geldiği yer olacak.
Türkiye sadece modern sağlık altyapısıyla değil, dünyanın en kapsamlı ve en düşük maliyetli genel sağlık sigortasıyla da takdir topluyor. İşsizinden öğrencisine kadar herkes bu sistemin kapsam alanı içine girdi. Sağlıkta daha burada sayamacağımız nice gelişmenin en büyük şahidi bizatihi milletimizin ta kendisidir.
Aynı durum İstanbul’umuz için de geçerlidir. Şehrimizin yatak kapasitesini 19 bin 715’ten aldık, %56 artırarak 30 bin 726’ya yükselttik. Özel ve üniversite hastanelerini dahil ettiğimizde toplam yatak kapasitemiz 45 bin 481’e çıkıyor. Kamu olarak yıl sonuna toplam 10 bin 582 yatağı daha inşallah İstanbulluların istifadesine sunacağız. Planlama aşamasında ise 16 bin yatak kapasiteli 23 sağlık tesisimiz var. Bunları inşallah süratle İstanbullu kardeşlerimizin emrine vereceğiz.
Bir diğer başarımız da birinci basamak sağlık hizmetlerinde. 2002’de İstanbul’da 217 sağlık ocağı bulunuyordu. Bu sağlık ocaklarında ise yalnızca 762 hekim çalışıyordu.
Bugün İstanbul genelinde 1147 aile sağlığı merkezimiz var. Buralarda çalışan aile hekimi sayımız ise 4 bin 264’e ulaştı. İstanbul genelindeki kamu uzman hekim mevcudumuz ise son 22 yılda 4 bin 141’den 9 bin 506’ya çıktı. Kamuda çalışan hemşire sayısı ise aynı şekilde 7 bin 104’ten 25 bin 570’e ulaştı.
Sağlık hizmetlerinin her boyutunda 22 sene öncesine kıyasla gerçekten büyük mesafe katettik. Bunu da çoğu zaman şehir hastanelerimiz gibi sağlık yatırımlarını israf olarak gören müzmin muhalif zihniyete rağmen başardık. Sağlık tesislerinin yollarını yapmaktan aciz anlayışa, bu kadar hizmeti, yatırımı, eseri, tesisi milletimizin emrine amade kıldık.
İşte bugün burada Kanuni Sultan Süleyman’ın o güzel ifadesiyle konuşuyorum. “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.” Yani bir sağlıklı nefese devleti ne yapıyor? Feda ediyor. Böyle bir anlayıştan buraya geldik. Böyle bir şuur. Dünyanın en büyük mutluluğunu işte biz bununla yaşadık. Bununla yaşıyoruz ve yaşamaya da devam edeceğiz. İnşallah attığımız bu adımlarla İstanbul’umuzda ve tüm Türkiye’de sağlık hizmetlerinin kapasitesini ve kalitesini yükseltmeye devam edeceğiz.
Kaynak: Haber7
Fiyatları
Yeni müjde geliyor! Başkan Erdoğan duyuracak
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Göktepe-3 kuyusunda görev yapan sondaj gemisi Abdulhamid Han’ı ziyaret etti. Bayraktar, yeni gelecek müjdenin Başkan Erdoğan tarafından millete duyurulacağının mesajını verdi.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, farklı partilerden 40 milletvekili ve Şırnaklı gençlerin katılımı ile Gabar’daki petrol kuyularının başında program düzenlenecek.
Şehit Aybüke Yalçın Sahası’nda 54 nolu kulede 50 metrelik Türk bayrağı açılarak yürüyüş gerçekleştirilecek. Heyet ilk petrol üretiminin gerçekleştirildiği Şehit Aybüke Yalçın 1 nolu kuyuyu ziyaret edecek ve vana açıp petrol akışını yerinde görecek.
“Terörsüz Türkiye” dönemine geçilmesi ile bölgede yaşanabilecek ekonomik kalkınmanın en önemli örneklerinden olan Gabar petrolünde bugün rekora koşuluyor. 100’ün üzerine kuyuda günlük yaklaşık 81 bin varil petrol üretiliyor. Üretimin yakın zamanda 100 bin varile çıkarılması hedefleniyor.
HEDEF 100 BİN VARİLE ÇIKMAK
Bakan Bayraktar, daha önce yaptığı açıklamada Gabar’da yapılan petrol keşfinin önemini, “Geçmişte terör neyden besleniyordu? İnsanların ümidi, hayali yoktu. Gençler dağlara çıkıyordu. Şimdi o gençler petrol üretiminde çalışıyorlar” sözleriyle özetlemişti.
Geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında konuşan Bayraktar, bölgede yeni kuyularda da aramaların sürdüğü müjdesini verirken, “Şırnak, özellikle Gabar’ın kuzeybatı bölümlerinde yeni aradığımız sahalar var. Yaklaşık 14 farklı aslında bölge tespit ettik. Bu alanlarda da biz şu anda arama faaliyetleri yapıyoruz, yani yeni keşifler, yeni rezervler sisteme ilave etmek için yoğun bir çabanın içerisindeyiz. Bütün bunlardan netice alabiliriz. “
“Bu aldığımız neticelerle de bu üretimi inşallah 100 bin varillerin de üzerine çıkarma potansiyeli var. Ama Gabar çok büyük bir anlam taşımaya başladı bizler için şu anda özellikle bu terörsüz Türkiye ile alakalı. Terörsüz Türkiye ile ülkemizin birçok yerinde ve birçok konusundaki potansiyel böylece hayata geçecek ve hakikaten çok daha büyük ve güçlü bir ülke haline geleceğiz” dedi.
MÜJDEYİ BAŞKAN ERDOĞAN AÇIKLAYACAK
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Karadeniz’deki Göktepe-3 kuyusunda görev yapan derin deniz sondaj gemisi Abdulhamid Han’ı da ziyaret etti.
Çalışmalar hakkında bilgi alan Bayraktar, bölgede sondajın 27 Mart’ta başladığını belirtti. Bayraktar, “Abdulhamid Han, 19 Mayıs’ta görevini tamamlamış olacak. Birkaç güne kadar nihai testler bitecek. Bu sahayla alakalı neticeyi inşallah Cumhurbaşkanımız aracılığıyla milletimize ulaştırmış olacağız” diye konuştu.
Kaynak: Haber7
-
Sağlık1 yıl ago
Ursactive Kullananların Yorumları – Karaciğer Hastası Olanlar!
-
Fiyatları1 yıl ago
En İyi Nargile Tütünleri – Nargile Tütün Markaları – En İyi Aromalar!
-
Fiyatları1 yıl ago
Kediye Çip Taktırmak Fiyatı 2024 – Tarım Bakanlığı
-
Maaşları1 yıl ago
TRT Çalışanlarının Maaşları 2023 – TRT Memur Maaşları Güncel!
-
Maaşları1 yıl ago
Banka Müdürü Maaşları ( Ziraat banka Müdürü maaşı )
-
Fiyatları1 yıl ago
Özel Hastane Sistoskopi Ücreti – Özel Hastane Muayene Ücreti
-
Sağlık1 yıl ago
Tetradox Kullanırken İlişkiye Girilirmi – Tetradox Yan Etkileri
-
Fiyatları1 yıl ago
Irak Zaho Telefon Fiyatları 2024