Connect with us

Fiyatları

Başkan Erdoğan: Milletimiz yerli ve milli markaları yem etmez

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Milletimiz bu ülkede üreten, istihdam sağlayan hiçbir yerli ve milli markayı üç-beş muhterisin faşizan siyasetine yem etmeyecektir” dedi.

Published

on

Başkan Recep Tayyip Erdoğan Sanayi ve Teknoloji Stratejisi toplantısında açıklamalarda bulunuyor.

Allah’In izniyle milletimiz, bu ülkede üreten hiçbir yerli ve milli markayı hiçbir faşizan zihniyete yem etmeyecektir. Milletin tüm kazanımlarına saldıranlar eninde sonunda kaybedeceklerdir.

Dünyada haberleşme uydusunu yöneten 11 ülkeden birisi olduk. Üretim altyapısını güçlü teşviklerle destekledik ve öncü bir konuma yükseldik.

Erdoğan, Birçok yerli ve milli markamız gibi Togg’un da kimi kendini bilmezler, kimi köksüzler tarafından sözde boykot listesine konulmasını aziz milletimizin takdirine havale ediyoruz. Milletimiz, bu ülkede üreten, istihdam sağlayan hiçbir yerli ve milli markayı üç beş muhterisin faşizan siyasetine yem etmeyecektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

İçinde bulunduğumuz küresel konjonktür öngörülebilir ve bağımsız kalkınma modellerinin ön plana çıktığı yeni bir döneme işaret ediyor. Biz de tüm stratejilerimizi buna göre belirliyoruz.

Gelecek asrımızın nasıl olacağını belirleyecek yeni mücadele dönemine her açıdan hazırlıklı ve planlı girmeyi hedefliyoruz. Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuz doğrultusunda hazırladığımız 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi belgesini bu anlayışla şekillendirdik. Böylece sanayi mamullerini daha verimli ve daha rekabetçi üreten bir sanayi ekosistemine ulaşmayı ümit ediyoruz. Teknolojide bağımsızlığı en üst seviyeye çıkarmayı, Türkiye’yi hem teknoloji üreten hem de yüksek teknolojili ürün üretimi ve ihracatında lider ülkelerden biri konumuna taşımayı arzu ediyoruz.

Kıymetli misafirler, ülkemiz son 23 yılda kalkınmada, teknolojide, savunma sanayiinde elde ettiği başarılarla küresel güç dengelerinde söz sahibi bir ülke oldu. Savunma paradigmalarını değiştiren insansız hava araçlarımız göğsümüzü kabartıyor. 5. nesil savaş uçağımız KAAN gökyüzüyle buluştu. İlk yerli elektrikli ve akıllı otomobilimiz Togg yollarda. Birçok yerli ve milli markamız gibi Togg’un da kimi kendini bilmezler, kimi köksüzler tarafından sözde boykot listesine konulmasını aziz milletimizin takdirine havale ediyoruz. Allah’ın izniyle milletimiz, bu ülkede üreten, istihdam sağlayan hiçbir yerli ve milli markayı 3-5 muhterisin faşizan siyasetine yem etmeyecektir.

Ancak ekonomiden demokrasiye, milletin tüm kazanımlarına saldıranlar eninde sonunda kaybedeceklerdir. Onlar boş beleş gündemlerle oyalanırken biz işimize bakıyoruz. Nitekim Milli Uzay Programımızda ilk insanlı uzay görevini gerçekleştirdik. Yüzde 80’in üzerinde yerlilikle ürettiğimiz ilk milli haberleşme uydumuz TURKSAT 6A’yı uzaya gönderdik. Dünyada haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri olduk.

Antarktika’ya 9, Arktik’e 4 bilimsel sefer düzenleyerek ülkemizin kutup bölgelerindeki varlığını perçinledik. Teknofest’lerle milyonlarca gencimizi ülkemizin teknoloji geliştirme yolculuğuna kazandırdık. Teknoparklar, Ar-Ge ve tasarım merkezleriyle Türkiye’nin inovasyon ekosistemini neredeyse sıfırdan kurduk. Üretim altyapısını güçlü yatırım teşvikleriyle destekledik ve birçok stratejik alan ve üründe öncü bir konuma yükseldik.

Milletimize karşı sorumluluğumuz daha büyük idealler için çalışmamızı, küresel ekonomide kalıcı bir liderlik inşa etmemizi gerektiriyor. 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi işte bu büyük vizyonun bir parçası olarak hazırlanmıştır.

Stratejimiz 5 amaç çerçevesinde belirlenmiş 100 strateji ve 20 makro hedef içermektedir. İlk amacımız doğrultusunda yüksek teknolojide ve kritik alanlarda Ar-Ge ve yerli üretim kapasitesini artıracak, dışa bağımlılığı ortadan kaldıracağız. Bu amaç altında tanımlanmış 27 strateji yoluyla kritik alanlarda özgün teknoloji geliştirme kapasitemizi ve bunların ölçek ekonomisine uygun yatırımlara dönüşümünü hızlandıracağız.

Sanayileşme İcra Komitesi, sağlayacağı koordinasyonla yerli ve milli ürünlerimizin kamuya tedarikinde engelleri kaldırarak bugüne kadar görülmemiş ölçüde bir yerli üretim, teknoloji hamlesine imzamızı atacağız.

Yarı iletkenler, nükleer teknolojiler, biyoteknoloji, petrokimya gibi stratejik alanlarda kamu destek mekanizmalarıyla sahadaki etkimizi pekiştireceğiz. Otomotiv sektörünün batarya, hidrojen yakıt pili ve elektronik yakıt teknolojilerine geçişini sağlamak üzere adımlar atacağız. Uçan araba ve otonom araç teknolojileri, batarya ve enerji depolama teknolojilerine yönelik Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları ile yatırımları destekleyeceğiz.

Terminal İstanbul, Go Girişim Ofisleri, Girişim Sermayesi Fonları ve benzeri enstrümanlarla ülkemizi teknoloji girişimciliği alanında küresel çekim merkezlerinden biri haline getireceğiz. HIT 30 Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı, proje bazlı teşvikler gibi odak programlar ile yatırım taahhütlü avans kredisi gibi finansman uygulamalarını çeşitlendirecek ve yaygınlaştıracağız.

İkinci amacımız dijital ekonomiye geçişi sağlayarak teknoloji çağının lider ülkelerinden biri olmak. Bu amaç altında yer alan 15 strateji ile dijital dönüşümü sadece sanayi sektöründe değil, ekonominin genelinde hızlandıracağız. Fiber iletişim, 5G ve ötesi yeni nesil haberleşme altyapımızı güçlendirici adımlar atacağız. Endüstriyel robotlar ve diğer ileri imalat teknolojilerinde yerli üretim kapasitemizi ve rekabet gücümüzü artıracağız. İşletmelerin dijital dönüşümüne yönelik destekleri genişleteceğiz.

İnsan kaynağımızı da dijital yetkinliklerle donatarak dönüştürecek yerli ve milli siber güvenlik uygulamalarıyla Türkiye’nin dijital altyapısını daha dirençli hale getireceğiz. Navigasyon, ödeme sistemleri gibi dijital platformlarda yerli çözümler geliştireceğiz.

Strateji belgemizin üçüncü amacı yeşil ve döngüsel ekonomiye geçişi sağlayarak sanayi kaynaklı karbon emisyonlarını azaltmaktır. Ülkemizin en büyük ticaret ortağı olan Avrupa Birliği ile rekabet gücünü koruyabilmesi için yeşil dönüşüm süreçlerine uyum sağlaması şart.

Üçüncü amaç altında Avrupa Yeşil Mutabakatı ve beraberinde sınırda karbon düzenleme mekanizmasına uyum düzeyimizi artıracak teknik ve hukuki düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Güneş enerjisi ve rüzgar türbini teknolojilerine yerli üretim kapasitemizi geliştireceğiz. Yeşil hidrojen ekosistemini harekete geçirerek karbon yakalama, kullanma ve depolama teknolojilerinde yerli çözümler üreteceğiz.

Dördüncü amacımız küresel pazarlara entegrasyonu ve rekabet gücünü artırmaktır. Bu kapsamda gelişmiş ülkelerdeki teknoloji şirketleri, araştırma ve test merkezleri ile entegrasyonumuza özel önem vereceğiz. Küresel değer zincirlerindeki kırılmalara karşı ihracat ve ithalatta pazar çeşitliliğini sağlayacak bu mekanizmaları da içeren tedbirler alacağız. Kritik hammadde ve minerallere erişimi güvence altına almak için uluslararası ittifaklar ve stratejik işbirlikleri tesis edeceğiz.

Basra’da El Fav ve Hazar’da Zengezur merkezli olmak üzere Asya, Ortadoğu ve Avrupa arasında kalkınma ve ticaret koridorlarını stratejik ortaklarımızla birlikte inşa edeceğiz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, ülkemizin sanayileşme birikimini Türk Devletleri, Ortadoğu ve Afrika ülkeleriyle paylaşarak bu ülkelerin üretim ve araştırma ekosistemlerini güçlendirip geliştirmede kılavuzluk edecek.

Stratejimizin beşinci ve son amacını da imalat sanayinin verimlilik, kapasite ve ölçek sorunlarını çözmek, kriz ve şoklara karşı dayanıklılığını artırmak olarak belirledik ve bu başlıkta 22 stratejiye yer verdik. Mevcut strateji alanlarını genişleterek yeni planlı sanayi alanları oluşturacağız. Riskli bölgelerde bulunan tesislerin güvenli bölgelere taşınmasının önünü açacağız.

Yeni üretim, lojistik ve istihdam koridorları oluşturacağız. Başta organize sanayi bölgeleri olmak üzere sanayi tesislerimizin ulaşım bağlantılarını çeşitlendirecek ve altyapılarını güçlendireceğiz. Afet yönetimi teknolojilerini geliştirerek afetlere dayanıklı bir ekosistem oluşturacağız.

KOBİ’lerin finansmana erişimini kolaylaştıracak mekanizmalar geliştirecek, sanayiye ve teknoloji girişimlerine özel olarak yapılandırılmış bir bankacılık ve finansman yaklaşımının benimsenmesini sağlayacağız. Sanayimizin verimlilik odaklı dönüşümüne rehberlik edecek model fabrikaların sayısını çoğaltacak, KOBİ’lerin ölçek büyütme yatırımlarını destekleyeceğiz.

Atacağımız bu adımlarla 2024 yılında 247 milyar dolar seviyesine ulaşan imalat sanayi ihracatımızı 2030 yılında 400 milyar dolara ulaştıracağız. Yüksek teknolojili ürün ihracatımızı üç katının da üzerine çıkartarak 30 milyar dolar seviyesine taşıyacağız.

Kaynak: Haber7

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fiyatları

Adana’da turfanda patateste hasat mesaisi başladı

Türkiye’nin kıymetli ziraî üretim merkezlerinden Adana’da erkenci patates hasadı başladı.

Published

on

By

Adana’da turfanda patateste hasat mesaisi başladı

İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün açıklamasına nazaran, geçen yıl 78 bin dekarlık alandan 318 bin ton rekolte elde edilen Adana’daki tarlalarda hasatla toplanan patatesler, kamyonlara yüklenerek farklı kentlere gönderildi.

İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Nuri Kökçüoğlu, Yüreğir ilçesi Esenler Mahallesi’nde hasadın başladığı patates tarlasında incelemelerde bulundu, üretici ve tarım emekçileriyle sohbet etti.

Kökçüoğlu, kentte şubatta meydana gelen zirai don nedeniyle patates yetiştirilen tarlalarda hasadın yaklaşık 25 gün geciktiğini bildirdi.

Zirai don sonrası çiftçilerin gerekli bakımları yapmasının sonucunu bugün tarlalarda görmenin memnunluğunu yaşadıklarını belirten Kökçüoğlu, şöyle devam etti:

“Don afetinde patateste yüzde 20 hasar tespitimiz vardı ama bunu bugün tarlada yüzde 10-15 düzeyinde görmek bizi açıkçası keyifli etti. Vilayetimizde ziraî üretim planlaması kapsamında patates üretimi yapıyoruz. Bu yıl 70 bin dekar alanda patates üretmeyi hedeflemiştik. Yaptığımız saha çalışmasında da bu kadar bir alanda patates üretildiğini görüyoruz. Ülkemizin muhtaçlığı olan patatesi turfanda olarak Adana’dan, daha sonra da başka vilayetlerimizden yaparak meselesiz bir formda gereğince üreteceğimize inanıyorum. Çiftçilerimiz üretiyor, ülke iktisadına katkı vermeye devam ediyor.”



Kökçüoğlu, dönemin üreticiler için iyi ve bereketli olmasını temenni etti.

Üretici Muzaffer Turgut da zirai don sebebiyle hasadın gecikmesine karşın patateste randımanın güzel olduğunu kaydetti.

 

KAYNAK: AA

Kaynak: Haber7

Continue Reading

Fiyatları

İstanbul’da 10 evden 4’ünün deprem sigortası yok

Marmara Bölgesi’nde en yüksek deprem sigortalılık oranı yüzde 83 ile Yalova’da olurken, İstanbul’un deprem sigortalılık oranının yüzde 62 ile Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu görüldü.

Published

on

By

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından (AFAD) yapılan açıklamada, dün saat 12.49’da Marmara Denizi’nde Silivri açıklarında 6,2 büyüklüğünde meydana gelen depremin, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun Orta Marmara içinden geçen segmenti üzerinde gerçekleştiği belirtildi. Silivri açıklarında meydana gelen depremin ardından çok sayıda artçı sarsıntı kaydedildi.

Depremlerin ardından deprem sigortaları yeniden gündeme geldi. İki yıl önce yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası deprem sigortasına yönelik ilgi artsa da hala ciddi sayıda ev Zorunlu Deprem Sigortası’na sahip değil.

AA muhabirinin Doğal Afet Sigortaları Kurumundan (DASK) edindiği bilgilere göre, İstanbul’da zorunlu deprem sigortalılık oranı yüzde 62 ve yaşayan poliçe sayısı ise yaklaşık 2,6 milyon seviyesinde bulunuyor. Türkiye genelinde sigortalılık oranı yüzde 56 olurken, yüzde 62’lik sigortalılık oranıyla İstanbul Türkiye ortalamasının üzerinde yer alıyor.

İstanbul’daki sigortalılık oranı Türkiye ortalamasının üzerinde kalmasına rağmen hala 10 evden 4’ünün deprem sigortasına sahip olmaması dikkati çekiyor.

Bölgelere bakıldığında ise sigortalılık oranında yüzde 64 ile Marmara Bölgesi ilk sırada yer alırken, en düşük sigortalılık yüzde 45 ile Karadeniz Bölgesi’nde oldu.

DASK verilerine göre Marmara Bölgesinde en yüksek sigortalılık oranına yüzde 83 ile Yalova ulaşılırken, Yalova’yı yüzde 82’yle Sakarya, yüzde 79’la Tekirdağ izledi. En düşük oran ise yüzde 47 ile Bilecik’te kaydedildi.

SİGORTA SAHİPLERİ HASAR İHBARLARINI DASK’A İLETEBİLİR

Vatandaşlar, İstanbul’da dün gerçekleşen depremin ardından hasar gören sigortalı yapılar için DASK’ın “ALO 125” Zorunlu Deprem Sigortası Hattı’nı arayabilir, “www.dask.gov.tr” adresinden ve e-Devlet Kapısı’ndan hasar ihbarlarını kolayca gerçekleştirebilir.

Devletin güvence olarak sunduğu DASK, konutları depreme ve depremin doğrudan neden olduğu yangın, infilak, yer kayması ve tsunami gibi afetlere karşı güvence altına alıyor.

Zorunlu Deprem Sigortası uygulamasının başladığı 27 Eylül 2000’den itibaren gerek kurum gerekse sigorta şirketleri, toplumda sigorta bilincini artırmak amacıyla çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.

KAYNAK: AA

Kaynak: Haber7

Continue Reading

Fiyatları

Karahan: Enflasyon düşüşü sürüyor ancak riskler canlı

Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, enflasyon düşüşünün devam ettiğini ancak riskler canlı olduğunu belirterek, “Politika faizi, enflasyon görünümüne odaklanarak toplantı bazında ihtiyatlı bir şekilde ayarlanacaktır” dedi.

Published

on

By

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, ABD’de “Türkiye’de Para Politikası ve Enflasyon Görünümü” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.

Karahan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Dolarizasyon riskleri kararlı ve sıkı bir politika duruşuyla sınırlandırılmıştır. Para politikası aktarımı son bir yılda önemli ölçüde iyileşmiştir.

Enflasyon düşüşü devam ediyor, ancak riskler canlı.

“MALİYE POLİTİKASI DEZENFLASYONA ÖNEMLİ KATKIDA BULUNACAK”

Sıkı para politikası duruşuna ilişkin kararlılık, iç talepteki ılımlılık, Türk lirasındaki reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki iyileşme yoluyla dezenflasyon sürecini güçlendiriyor. Bundan sonra, maliye politikasının artan koordinasyonu da bu sürece önemli ölçüde katkıda bulunacaktır.

Sıkı para politikası duruşu, enflasyonda sürdürülebilir bir düşüş yoluyla fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecektir.

“PARA POLİTİKASI DEZENFLASYONU GEREKTİREN SIKILIĞI SAĞLAYACAK”

Politika faizi, gerçekleşen ve beklenen enflasyonu ve altta yatan eğilimi dikkate alarak öngörülen dezenflasyon yolunun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir.

Kurul, politika faizini, enflasyon görünümüne odaklanarak toplantı bazında ihtiyatlı bir şekilde ayarlayacaktır.

Enflasyonda önemli ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi halinde para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır.

Kaynak: Haber7

Continue Reading

Trending

jackbom sex hikaye