Fiyatları
14 haftada 64 milyar TL’lik artış! Borçlar alarm veriyor
Ticaret Bakanlığı, 2020 yılından bu yana sürdürülmekte olan Kooperatiflerin Desteklenmesi Programı (KOOP-DES) kapsamındaki destek limitlerini yükseltti.

Takipteki krediler 2025’te 64 milyar TL artarak rekor seviyeye ulaştı. Yüksek faiz ve zayıflayan talep, şirketleri borçlarını ödenemez hale getiriyor.
Bankacılık sektöründe tahsili gecikmiş alacaklar (TGA) alarm vermeye başladı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) haftalık verilerine göre, 2024 sonunda 294 milyar TL olan takipteki alacaklar, 4 Nisan 2025 itibarıyla 358,3 milyar TL’ye yükseldi. Bu artış, yılbaşından bu yana yaklaşık 64 milyar TL’lik fark ile yüzde 22’lik bir sıçramaya işaret ediyor. Geçen yılın aynı döneminde bu oran yüzde 3,9’du.
Ekonomim’den Ferda Besli’nin köşe yazısına göre, takipteki alacaklardaki hızlı yükseliş, başta ticari krediler olmak üzere şirket borçlarının geri ödenmesinde yaşanan sorunların derinleştiğine işaret ediyor. Yılın ilk aylarında bireysel kredi kartı kaynaklı artış dikkat çekerken, son haftalarda şirket borçlarındaki bozulma ön plana çıkmış durumda. Ocak 2025’te 177 milyar TL seviyesinde olan ticari kredilere ait TGA tutarı, nisan ayı itibarıyla 207,3 milyar TL’ye çıktı. Sadece son dört haftada yaşanan artış yüzde 7,2’ye ulaştı.
Sektör verilerine göre, 2025’in 14 haftasında toplam 64 milyar TL’lik bir bozulma yaşanarak rekor kırıldı. Haftalık bazda TGA artışı son olarak 9,3 milyar TL ile zirve yaptı. Bu trendin devam etmesi, bankaların kredi risk primini yükseltebilir ve kredi maliyetlerini daha da artırabilir.
Finansman yükü kârları eritiyor
Şirketlerin artan faiz oranları karşısında borçlarını çevirmekte zorlandığı görülüyor. 2024 yılında ortalama aylık TGA artışı 12,7 milyar TL seviyesindeyken, bu yıl rakam ortalama 23 milyar TL’ye kadar çıktı. Bankalar açısından bu durumun etkisi, zarar karşılıklarında net kâra oranla açıkça görülüyor: 2024’te yüzde 23 olan net kâr oranı, 2025’te yüzde 39’a yükseldi.
Takipteki kredilerdeki artışın arkasında, son yıllarda uygulanan para politikalarının etkisi bulunuyor. 2021-2023 döneminde uygulanan düşük faiz politikası sayesinde şirketler reel olarak negatif faizle borçlanabiliyordu. Ancak 2024’le birlikte artan politika faizi, reel kredi faizlerini pozitif hale getirdi. 2025’in ilk çeyreğinde ortalama kredi faizi yüzde 52,5 seviyesinde ölçüldü. Şirketlerin bu seviyelerde borçlanma maliyetini karşılaması giderek zorlaşıyor.
Satışlar düşüyor, maliyet baskısı artıyor
Reel sektörde üretim ve satış dengesi de bozulmaya başladı. Birçok şirketin faaliyet giderlerinin satışlara oranı 100 ila 300 baz puan arasında artış gösterdi. Zayıflayan iç talep ve ihracattaki yavaşlama, gelirleri sınırlandırırken, operasyonel kârlılık hızla geriliyor. Finansman giderlerinin ciro içindeki payı ise yükselişini sürdürüyor.
Anapara ödemeleri baskı yaratıyor
Faaliyet kârının yaklaşık yüzde 65’inin yalnızca faiz ödemesine gittiği tahmin ediliyor. Bu durum, şirketlerin anapara ödemelerinde zorlanmasına ve kredi yapılandırmalarının gündeme gelmesine neden olabilir. Katma değer içinde iş gücü ve faiz yükünün artması, kârların erimesine yol açıyor.
Kaynak: Haber7
Fiyatları
Adana’da turfanda patateste hasat mesaisi başladı
Türkiye’nin kıymetli ziraî üretim merkezlerinden Adana’da erkenci patates hasadı başladı.

İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün açıklamasına nazaran, geçen yıl 78 bin dekarlık alandan 318 bin ton rekolte elde edilen Adana’daki tarlalarda hasatla toplanan patatesler, kamyonlara yüklenerek farklı kentlere gönderildi.
İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Nuri Kökçüoğlu, Yüreğir ilçesi Esenler Mahallesi’nde hasadın başladığı patates tarlasında incelemelerde bulundu, üretici ve tarım emekçileriyle sohbet etti.
Kökçüoğlu, kentte şubatta meydana gelen zirai don nedeniyle patates yetiştirilen tarlalarda hasadın yaklaşık 25 gün geciktiğini bildirdi.
Zirai don sonrası çiftçilerin gerekli bakımları yapmasının sonucunu bugün tarlalarda görmenin memnunluğunu yaşadıklarını belirten Kökçüoğlu, şöyle devam etti:
“Don afetinde patateste yüzde 20 hasar tespitimiz vardı ama bunu bugün tarlada yüzde 10-15 düzeyinde görmek bizi açıkçası keyifli etti. Vilayetimizde ziraî üretim planlaması kapsamında patates üretimi yapıyoruz. Bu yıl 70 bin dekar alanda patates üretmeyi hedeflemiştik. Yaptığımız saha çalışmasında da bu kadar bir alanda patates üretildiğini görüyoruz. Ülkemizin muhtaçlığı olan patatesi turfanda olarak Adana’dan, daha sonra da başka vilayetlerimizden yaparak meselesiz bir formda gereğince üreteceğimize inanıyorum. Çiftçilerimiz üretiyor, ülke iktisadına katkı vermeye devam ediyor.”
Kökçüoğlu, dönemin üreticiler için iyi ve bereketli olmasını temenni etti.
Üretici Muzaffer Turgut da zirai don sebebiyle hasadın gecikmesine karşın patateste randımanın güzel olduğunu kaydetti.
Kaynak: Haber7
Fiyatları
İstanbul’da 10 evden 4’ünün deprem sigortası yok
Marmara Bölgesi’nde en yüksek deprem sigortalılık oranı yüzde 83 ile Yalova’da olurken, İstanbul’un deprem sigortalılık oranının yüzde 62 ile Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu görüldü.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından (AFAD) yapılan açıklamada, dün saat 12.49’da Marmara Denizi’nde Silivri açıklarında 6,2 büyüklüğünde meydana gelen depremin, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun Orta Marmara içinden geçen segmenti üzerinde gerçekleştiği belirtildi. Silivri açıklarında meydana gelen depremin ardından çok sayıda artçı sarsıntı kaydedildi.
Depremlerin ardından deprem sigortaları yeniden gündeme geldi. İki yıl önce yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası deprem sigortasına yönelik ilgi artsa da hala ciddi sayıda ev Zorunlu Deprem Sigortası’na sahip değil.
AA muhabirinin Doğal Afet Sigortaları Kurumundan (DASK) edindiği bilgilere göre, İstanbul’da zorunlu deprem sigortalılık oranı yüzde 62 ve yaşayan poliçe sayısı ise yaklaşık 2,6 milyon seviyesinde bulunuyor. Türkiye genelinde sigortalılık oranı yüzde 56 olurken, yüzde 62’lik sigortalılık oranıyla İstanbul Türkiye ortalamasının üzerinde yer alıyor.
İstanbul’daki sigortalılık oranı Türkiye ortalamasının üzerinde kalmasına rağmen hala 10 evden 4’ünün deprem sigortasına sahip olmaması dikkati çekiyor.
Bölgelere bakıldığında ise sigortalılık oranında yüzde 64 ile Marmara Bölgesi ilk sırada yer alırken, en düşük sigortalılık yüzde 45 ile Karadeniz Bölgesi’nde oldu.
DASK verilerine göre Marmara Bölgesinde en yüksek sigortalılık oranına yüzde 83 ile Yalova ulaşılırken, Yalova’yı yüzde 82’yle Sakarya, yüzde 79’la Tekirdağ izledi. En düşük oran ise yüzde 47 ile Bilecik’te kaydedildi.
SİGORTA SAHİPLERİ HASAR İHBARLARINI DASK’A İLETEBİLİR
Vatandaşlar, İstanbul’da dün gerçekleşen depremin ardından hasar gören sigortalı yapılar için DASK’ın “ALO 125” Zorunlu Deprem Sigortası Hattı’nı arayabilir, “www.dask.gov.tr” adresinden ve e-Devlet Kapısı’ndan hasar ihbarlarını kolayca gerçekleştirebilir.
Devletin güvence olarak sunduğu DASK, konutları depreme ve depremin doğrudan neden olduğu yangın, infilak, yer kayması ve tsunami gibi afetlere karşı güvence altına alıyor.
Zorunlu Deprem Sigortası uygulamasının başladığı 27 Eylül 2000’den itibaren gerek kurum gerekse sigorta şirketleri, toplumda sigorta bilincini artırmak amacıyla çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.
Kaynak: Haber7
Fiyatları
Karahan: Enflasyon düşüşü sürüyor ancak riskler canlı
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, enflasyon düşüşünün devam ettiğini ancak riskler canlı olduğunu belirterek, “Politika faizi, enflasyon görünümüne odaklanarak toplantı bazında ihtiyatlı bir şekilde ayarlanacaktır” dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, ABD’de “Türkiye’de Para Politikası ve Enflasyon Görünümü” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Karahan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Dolarizasyon riskleri kararlı ve sıkı bir politika duruşuyla sınırlandırılmıştır. Para politikası aktarımı son bir yılda önemli ölçüde iyileşmiştir.
Enflasyon düşüşü devam ediyor, ancak riskler canlı.
“MALİYE POLİTİKASI DEZENFLASYONA ÖNEMLİ KATKIDA BULUNACAK”
Sıkı para politikası duruşuna ilişkin kararlılık, iç talepteki ılımlılık, Türk lirasındaki reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki iyileşme yoluyla dezenflasyon sürecini güçlendiriyor. Bundan sonra, maliye politikasının artan koordinasyonu da bu sürece önemli ölçüde katkıda bulunacaktır.
Sıkı para politikası duruşu, enflasyonda sürdürülebilir bir düşüş yoluyla fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecektir.
“PARA POLİTİKASI DEZENFLASYONU GEREKTİREN SIKILIĞI SAĞLAYACAK”
Politika faizi, gerçekleşen ve beklenen enflasyonu ve altta yatan eğilimi dikkate alarak öngörülen dezenflasyon yolunun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir.
Kurul, politika faizini, enflasyon görünümüne odaklanarak toplantı bazında ihtiyatlı bir şekilde ayarlayacaktır.
Enflasyonda önemli ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi halinde para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır.
Kaynak: Haber7
-
Sağlık1 yıl ago
Ursactive Kullananların Yorumları – Karaciğer Hastası Olanlar!
-
Fiyatları1 yıl ago
En İyi Nargile Tütünleri – Nargile Tütün Markaları – En İyi Aromalar!
-
Fiyatları1 yıl ago
Kediye Çip Taktırmak Fiyatı 2024 – Tarım Bakanlığı
-
Maaşları1 yıl ago
TRT Çalışanlarının Maaşları 2023 – TRT Memur Maaşları Güncel!
-
Maaşları1 yıl ago
Banka Müdürü Maaşları ( Ziraat banka Müdürü maaşı )
-
Fiyatları1 yıl ago
Özel Hastane Sistoskopi Ücreti – Özel Hastane Muayene Ücreti
-
Sağlık1 yıl ago
Tetradox Kullanırken İlişkiye Girilirmi – Tetradox Yan Etkileri
-
Fiyatları1 yıl ago
Irak Zaho Telefon Fiyatları 2024