Fiyatları
Bakan Bolat: Türkiye, dağıtım ve tedarik üssü olmaya devam ediyor
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye’nin genç nüfusu, stratejik konumu, gelişmiş sanayi yeteneği ve nitelikli iş gücüyle Japon yatırımcılar için ideal üretim, dağıtım ve tedarik üssü olmaya devam ettiğini bildirdi.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Osaka EXPO 2025 kapsamında düzenlenen Türkiye Milli Günü tanıtım programına katıldı.
Bakan Bolat, burada yaptığı konuşmada, bugün Osaka EXPO 2025’te hem Türkiye Milli Günü’nün resmi açılışının hem de Türkiye Büyük Millet Meclisinin 105. kuruluş yıl dönümünü temsilen ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara hediye ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın bir arada kutlandığını söyledi.
Dünya EXPO’larının 5 yılda bir yapıldığını anımsatan Bolat, Türkiye olarak bu türdeki EXPO’lara 38 defa katılım gösterdiklerini bildirdi.
Bolat, EXPO’ların, katılımcı ülkelere, kültürel değerlerini, geleneklerini ve ülkelerinin tanıtım imkanını sunduğu gibi, daha yaşanabilir dünya ve sürdürülebilir bir gelecek için yenilikçi fikirlerin doğup gelişmesine de imkan hazırladığına dikkati çekerek, Antalya’da 2016’da bahçecilik alanında bir EXPO’ya Türkiye’nin de ev sahipliği yaptığını hatırlattı.
“TÜRKİYE İLE JAPONYA ARASINDAKİ DOSTLUK ÇOK BOYUTLU İŞBİRLİĞİ”
Türkiye ile Japonya ilişkilerinin sadece diplomatik belgelerle değil, yürekten yüreğe kurulan dostluk ve kardeşlik bağıyla şekillendiğini vurgulayan Bolat, şu değerlendirmede bulundu:
“Bu bağ 1890’da yaşanan Ertuğrul Fırkateyni faciasında Japon halkının gösterdiği büyük insani duyarlılıkla tarihimizin en kıymetli sayfalarına kazınmıştır. Bu duyarlılık aynı zamanda 1999 Marmara Depremi, 2011 Fukushima Depremi ve 2023 Kahramanmaraş Depremleri sonrasında da karşılıklı yardımlarla perçinlenmiş, halklarımız arasındaki empati ve dayanışma kültürü daha da güçlenmiştir. Türkiye pavilyonu aracılığıyla Osaka’da bu ortak hafızayı gelecek nesillere aktarmak sadece bir tanıtım çabası değildir, aynı zamanda bizim için tarihi bir sorumluluktur. Türkiye ile Japonya arasındaki dostluk çok boyutlu bir işbirliği olup, ekonomik alanda da karşılıklı güven, istikrar ve uzun vadeli ortaklıklarla gelişimini sürdürmektedir.”
“JAPONYA, ASYA PASİFİK BÖLGESİNDEKİ EN ÇOK ÖNEM VERDİĞİMİZ ORTAKLARDAN BİRİ”
Bolat, iki ülke arasındaki ticaret hacminin geçen yıl 5,4 milyar dolara yükseldiği bilgisini vererek, “Japonya, Türkiye’nin Asya Pasifik bölgesindeki en çok önem verdiği ticaret ve yatırım ortaklarından biridir.” diye konuştu.
Türkiye’de yatırım yapan 275 Japon şirketinin 3,1 milyar dolara ulaşan yatırımlarının başta altyapı, enerji, otomotiv ve finans sektörlerinde önemli projelerde yer aldığına dikkati çeken Bolat, şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye, genç nüfusu, stratejik konumu, gelişmiş sanayi yeteneği ve nitelikli iş gücüyle Japon yatırımcılar için ideal bir üretim ve dağıtım, tedarik üssü olmaya devam etmektedir. Asya ile Avrupa arasındaki stratejik bir üretim, tedarik ve lojistik merkezi olarak Türkiye, Japon yatırımcılar için çok önemli fırsatlar sunmaktadır.”
Bolat, Türk ve Japon firmalarının Afrika, Orta Asya ve Orta Doğu’da başarılı müteahhitlik projeleri yürüttüklerine işaret ederek, iki ülke arasındaki yakın ilişkilerin ayrıca bilimsel işbirliklerinde, kültürel etkileşimlerde devam ettiğini dile getirdi.
Söz konusu EXPO’da yer alınmasının Türkiye-Japonya ilişkilerine verilen desteğin somut tezahürü olduğunu vurgulayan Bolat, “Burada yalnızca ülke tanıtımı yapmayacağız, aynı zamanda iki dost halk arasındaki bağları da güçlendirmeye gayret edeceğiz.” dedi.
“PAVİLYONUMUZUN TEMASI HAYATLARI BAĞLAMAK”
Osaka EXPO 2025’teki Türkiye pavilyonuna ilişkin de bilgi veren Bolat, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye olarak, Japonya Dünya EXPO’suna ‘Medeniyetlerin Altın Çağı’ temasıyla 900 metrekarelik bir alanda katılım sağlıyoruz. Burada, doğu ile batı kıtalarını birleştiren Türkiye’nin, Anadolu coğrafyasının, binlerce yıllık kültürel birikimini modern mimari ve tasarım anlayışıyla harmanlayan pavilyon kurduk. Ziyaretçilere geçmişin izlerini ve geleceğe dair umutları taşıyan bir deneyim yaşatmayı arzu ediyoruz. Pavilyonumuzun teması ‘Hayatları Bağlamak.’ Bu kavramla Türkiye olarak, geçmişte olduğu gibi bugün de kültürleri buluşturmayı ve Doğu ile Batı’yı bağlayan bir medeniyet köprüsünü temsil ediyoruz.”
Bolat, pavilyonun mimari tasarımına ilişkin detayları da paylaştı.
EXPO’nun 13 Ekim’e kadar açık olacağını belirten Bolat, “Türkiye pavilyonu aynı zamanda ülkemizin ekonomik, teknolojik ve sanayi gelişmelerini de etkili şekilde yansıtacak dinamik bir platformdur.” diye konuştu.
Bolat, Osaka EXPO’ya 25 milyon ziyaretçinin gelmesinin beklendiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
“Türkiye pavilyonunda ziyaretçilere Türk sanatlarından çağdaş tasarımlara, gastronomiden sürdürülebilir teknoloji uygulamalarına kadar geniş bir yelpazede ülkemizin sunduğu değerler gösterilecek. Bu bağlamda Sayın Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edilen ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonu Türkiye pavilyonunun temel ilham kaynaklarından birini oluşturmaktadır. Türkiye Yüzyılı ülkemizin siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve teknolojik alanlarda gelişmesini, bölgesel güç olmanın ötesine geçerek küresel düzeyde de etkin ve yön belirleyici bir aktör haline gelmesini hedefleyen stratejik bir yol haritasıdır.”
Osaka-Kansai Japonya 2025 Dünya Exposu kapsamında Türkiye Pavilyonu açılışı ve EXPO Milli Günümüzün organizasyonuna katıldık.
Ülkemiz tarafından açılan ve hem geçmişin izlerini hem de geleceğe dair vizyonumuzu barındıran Pavilyonumuz, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan… pic.twitter.com/6g1plmeMzv
— Prof. Dr. Ömer Bolat (@omerbolatTR) April 23, 2025
Bugün Osaka-Kansai 2025 Dünya EXPO’suna katılmak üzere Japonya’dayız.
“Medeniyetlerin Altın Çağı” temasıyla yer aldığımız EXPO’nun aynı zamanda Türkiye’mizin Milli Günü olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na denk gelmesinden büyük bir memnuniyet duyuyorum.
İki… pic.twitter.com/BIyZplJWYF
— Prof. Dr. Ömer Bolat (@omerbolatTR) April 23, 2025
Kaynak: Haber7
Fiyatları
Yeni dönemin hazinesi o bölgede! Putin talimatı verdi
Rusya Devlet Başkanı Putin, Rus hükümetine, Arktik bölgesinde enerji, turizm ve altyapı yatırımlarının yapılması talimatını verdi. Arktik bölgesi, dünyanın petrol rezervinin yüzde 6’lık, dünya doğalgaz rezervinin de yüzde 25’ine sahip.

Kremlin, Putin’in Arktik bölgesine yönelik yatırımlarla ilgili hükümete verdiği talimatları yayımladı.
Buna göre, “Volhov-Murmansk” doğal gaz boru hattının 2030’a kadar tamamlanması planlandı. Projede hükümetin yanı sıra Rus enerji şirketi Gazprom görevlendirildi.
İKİ NÜKLEER BUZKIRAN GEMİSİNİN “İNŞASINA BAŞLAYIN” TALİMATI
Hükümete, 2026’ya kadar iki nükleer buzkıran gemisinin inşasına başlanması talimatı verilirken, Arktik bölgesinin geliştirilmesi için Rusya Doğrudan Yatırım Fonu ile birlikte bir yatırım fonu kurulması planlanıyor.
Putin, Arktik’te turizm bölgelerine yönelik çalışma yapılması talimatı da verdi. Kuzey Deniz Yolu üzerinden nakliye projelerine ilişkin yabancı şirketlerle çalışmalar da yapılacak.
Arktik bölgesi kıyılarının yaklaşık yarısını kontrol eden Rusya, aynı zamanda bölgedeki petrol ve doğal gaz rezervlerinin önemli oranda sahibi konumunda.
Son yıllarda Kuzey Buz Denizi’ni kaplayan buz tabakasının hissedilir şekilde incelmesiyle bölgedeki gemi faaliyetleri artarken, Rus hükümeti 2030 itibarıyla Kuzey Deniz Yolu üzerinden taşınan kargo hacmini 100 milyon tonun üzerine çıkarmayı hedefliyor.
ARKTİK BÖLGESİNDE YERALTI HAZİNESİ YATIYOR
Arktik bölgesinin potansiyelini araştırmalar sonucu çıkan rakamlar ortaya koyuyor.
Amerika Birleşik Devletleri Jeolojik Araştırma Kurumu’nun (USGS) 2008 tarihli çalışmasına göre, bölgede 90 milyar varil petrol, 48 trilyon metre küp (1,699 trillion cubic feet) doğalgaz ve 44 milyar varil doğalgaz sıvısı olduğu tespit edilmişti.
Bu potansiyel, 2018 yılının kanıtlanmış toplam üretilebilir petrol rezervi olan 1,7 trilyon varile ve 193,5 trilyon metre küp doğalgaz rezervine göre değerlendirildiğinde bölge, dünya petrol rezervinin yüzde 6’lık, dünya doğalgaz rezervinin de yaklaşık yüzde 25’lik kısmına sahip görünüyor.
Kaynak: Haber7
Fiyatları
Başkan Erdoğan’dan önemli açıklama: İstanbul’u modern sağlık tesisleriyle donatıyoruz
İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Açılış Töreni’nde açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’u modern sağlık tesisleriyle donatmaya devam ediyoruz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Açılış Töreni’nde açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Bugün resmi açılışını yapmak üzere bir araya geldiğimiz İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim Araştırma Hastanemizin Bahçelievler’e, şehrimize, ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu güzel eserin İstanbul’umuza kazandırılmasında emeği geçen Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere yüklenici firmamıza, işçilerimize, mimarlarımıza, mühendislerimize yürekten teşekkür ediyorum. Hastanemizde görev yapan tüm sağlık personelimize Cenabı Allah’tan kolaylıklar ve başarılar niyaz ediyorum.
İstanbul’u modern sağlık tesisleriyle donatmaya devam ediyoruz. Biliyorsunuz bundan bir ay önce Bağcılar’da 400 yataklı kadın doğum ve çocuk hastalıkları hastanemizi hizmete almıştık. Böylece Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanemizin yatak kapasitesini 900’e çıkardık. Bugün de bir başka muhteşem ve muazzam sağlık yatırımının resmi açılışını gerçekleştiriyoruz.
Hastanemizin özelliklerinden sizlere kısaca bahsetmek isterim. İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim Araştırma Hastanemiz toplam 102 bin 500 metrekare kapalı alana sahip.
Hastanemizde 6’sı yoğun bakım olmak üzere toplam 705 yatak bulunuyor. Bu yatakların 657’si nitelikli yatak sınıfındadır. Hastanemizde 88 poliklinik odamız mevcut. 75’i uzman hekim olmak üzere toplam 160 hekimimiz ve 324 hemşiremiz hastanemizde görev yapıyor. Eğitim Araştırma Hastanesi olan sağlık tesisimizde 3’ü eğitim kliniği olmak üzere toplam 19 klinikte sağlık hizmeti sunulacak. Ayrıca 36 yataklı palyatif bakım ünitesi, engelli spor salonu, GETAT merkezi, robotik rehabilitasyon ünitesi bulunan bu hastanemizde vatandaşlarımız birçok alanda özellikli sağlık hizmeti alacak. Toplam 570 araçlık otoparkıyla her ihtiyacın düşünüldüğü hastanemizin İstanbul’umuza, Bahçelievler’imize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.
Bu eserin inşasında emeği geçenleri tekrar tebrik ediyor, burada görev yapan sağlık personelimize muvaffakiyetler temenni ediyorum.
Aziz İstanbullular, sevgili kardeşlerim, hatırlarsanız 2002 yılında iktidar sorumluluğunu üstlenirken ülkemizi dört sütun üzerinde yükselteceğimizin sözünü vermiştik. Bunların da eğitim, sağlık, güvenlik ve adalet olduğunu ifade etmiştik. Bugün şöyle geriye dönüp baktığımızda milletimize verdiğimiz sözleri tutmuş olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz.
Sadece bu alanlarda değil, bir başlıkta Türkiye’yi hayal dahi edilemeyecek seviyelere getirdik. Sağlık bizden önce milletimizin en fazla şikayet ettiği alanlardan biriydi. Hatırlayın. Gerek Sosyal Güvenlik Sistemi, gerek altyapı, gerek donanım noktasında sağlık sistemimiz adeta dökülüyordu. Sorunlar yumağı içinde kaybolmuş, sağlık hizmetinin her iki tarafını da bizar eden, bıktıran, bunaltan, karmaşık bir sistem vardı. Ne demek istediğimi yaşı özellikle 35-40’ın üzerinde olan vatandaşlarım gayet iyi bilir. Doktorunu bulmanın ayrı, ilacını temin etmenin ayrı dert olduğu o günleri iliklerine kadar yaşamış bir kardeşinizim. Bu mağduriyeti tıpkı benim gibi Türkiye’de hemen her vatandaşım gayet iyi bilir.
Sağlam girenin bile hasta çıktığı o yapıyı reforme etmek, kimi yerlerde kökten değiştirmek için gerçekten çok mücadele ettik. Türkiye bugün bırakın hastanelerde sunulan hizmetleri, 2 milyon 840 binin üzerinde vatandaşına evde sağlık hizmeti verebilen bir ülke haline geldi. Hekim ve hemşire sayısından MR, tomografi, diyaliz gibi ultrasonografi gibi kritik araç gereçlere kadar her alanda çok büyük artışlara imza attık.
Bakınız şurası da çok önemli. Eskiden bizim vatandaşlarımız yurt dışına sağlık hizmeti almaya gidiyordu. Şimdi ise yurt dışından, hatta dünyanın en zengin ülkelerinden milyonlarca kişi sağlık hizmeti almak için Türkiye’ye geliyor, Çam Sakura’ya geliyor.
Sağlıkta kurduğumuz sistem dünyanın pek çok ülkesi tarafından örnek alınıyor. Özellikle belli alanlarda Türkiye küresel bir destinasyona dönüştü. Sağlık turizmi ülkemizin dünyada öne çıktığı alanlardan biri oldu. Hele hele burası. Zira fizik tedavi imkanlarının en üst seviyede olduğu bu merkez inanıyorum ki dünyanın birçok ülkesinden hastaların geldiği yer olacak.
Türkiye sadece modern sağlık altyapısıyla değil, dünyanın en kapsamlı ve en düşük maliyetli genel sağlık sigortasıyla da takdir topluyor. İşsizinden öğrencisine kadar herkes bu sistemin kapsam alanı içine girdi. Sağlıkta daha burada sayamacağımız nice gelişmenin en büyük şahidi bizatihi milletimizin ta kendisidir.
Aynı durum İstanbul’umuz için de geçerlidir. Şehrimizin yatak kapasitesini 19 bin 715’ten aldık, %56 artırarak 30 bin 726’ya yükselttik. Özel ve üniversite hastanelerini dahil ettiğimizde toplam yatak kapasitemiz 45 bin 481’e çıkıyor. Kamu olarak yıl sonuna toplam 10 bin 582 yatağı daha inşallah İstanbulluların istifadesine sunacağız. Planlama aşamasında ise 16 bin yatak kapasiteli 23 sağlık tesisimiz var. Bunları inşallah süratle İstanbullu kardeşlerimizin emrine vereceğiz.
Bir diğer başarımız da birinci basamak sağlık hizmetlerinde. 2002’de İstanbul’da 217 sağlık ocağı bulunuyordu. Bu sağlık ocaklarında ise yalnızca 762 hekim çalışıyordu.
Bugün İstanbul genelinde 1147 aile sağlığı merkezimiz var. Buralarda çalışan aile hekimi sayımız ise 4 bin 264’e ulaştı. İstanbul genelindeki kamu uzman hekim mevcudumuz ise son 22 yılda 4 bin 141’den 9 bin 506’ya çıktı. Kamuda çalışan hemşire sayısı ise aynı şekilde 7 bin 104’ten 25 bin 570’e ulaştı.
Sağlık hizmetlerinin her boyutunda 22 sene öncesine kıyasla gerçekten büyük mesafe katettik. Bunu da çoğu zaman şehir hastanelerimiz gibi sağlık yatırımlarını israf olarak gören müzmin muhalif zihniyete rağmen başardık. Sağlık tesislerinin yollarını yapmaktan aciz anlayışa, bu kadar hizmeti, yatırımı, eseri, tesisi milletimizin emrine amade kıldık.
İşte bugün burada Kanuni Sultan Süleyman’ın o güzel ifadesiyle konuşuyorum. “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.” Yani bir sağlıklı nefese devleti ne yapıyor? Feda ediyor. Böyle bir anlayıştan buraya geldik. Böyle bir şuur. Dünyanın en büyük mutluluğunu işte biz bununla yaşadık. Bununla yaşıyoruz ve yaşamaya da devam edeceğiz. İnşallah attığımız bu adımlarla İstanbul’umuzda ve tüm Türkiye’de sağlık hizmetlerinin kapasitesini ve kalitesini yükseltmeye devam edeceğiz.
Kaynak: Haber7
Fiyatları
Yeni müjde geliyor! Başkan Erdoğan duyuracak
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Göktepe-3 kuyusunda görev yapan sondaj gemisi Abdulhamid Han’ı ziyaret etti. Bayraktar, yeni gelecek müjdenin Başkan Erdoğan tarafından millete duyurulacağının mesajını verdi.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, farklı partilerden 40 milletvekili ve Şırnaklı gençlerin katılımı ile Gabar’daki petrol kuyularının başında program düzenlenecek.
Şehit Aybüke Yalçın Sahası’nda 54 nolu kulede 50 metrelik Türk bayrağı açılarak yürüyüş gerçekleştirilecek. Heyet ilk petrol üretiminin gerçekleştirildiği Şehit Aybüke Yalçın 1 nolu kuyuyu ziyaret edecek ve vana açıp petrol akışını yerinde görecek.
“Terörsüz Türkiye” dönemine geçilmesi ile bölgede yaşanabilecek ekonomik kalkınmanın en önemli örneklerinden olan Gabar petrolünde bugün rekora koşuluyor. 100’ün üzerine kuyuda günlük yaklaşık 81 bin varil petrol üretiliyor. Üretimin yakın zamanda 100 bin varile çıkarılması hedefleniyor.
HEDEF 100 BİN VARİLE ÇIKMAK
Bakan Bayraktar, daha önce yaptığı açıklamada Gabar’da yapılan petrol keşfinin önemini, “Geçmişte terör neyden besleniyordu? İnsanların ümidi, hayali yoktu. Gençler dağlara çıkıyordu. Şimdi o gençler petrol üretiminde çalışıyorlar” sözleriyle özetlemişti.
Geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında konuşan Bayraktar, bölgede yeni kuyularda da aramaların sürdüğü müjdesini verirken, “Şırnak, özellikle Gabar’ın kuzeybatı bölümlerinde yeni aradığımız sahalar var. Yaklaşık 14 farklı aslında bölge tespit ettik. Bu alanlarda da biz şu anda arama faaliyetleri yapıyoruz, yani yeni keşifler, yeni rezervler sisteme ilave etmek için yoğun bir çabanın içerisindeyiz. Bütün bunlardan netice alabiliriz. “
“Bu aldığımız neticelerle de bu üretimi inşallah 100 bin varillerin de üzerine çıkarma potansiyeli var. Ama Gabar çok büyük bir anlam taşımaya başladı bizler için şu anda özellikle bu terörsüz Türkiye ile alakalı. Terörsüz Türkiye ile ülkemizin birçok yerinde ve birçok konusundaki potansiyel böylece hayata geçecek ve hakikaten çok daha büyük ve güçlü bir ülke haline geleceğiz” dedi.
MÜJDEYİ BAŞKAN ERDOĞAN AÇIKLAYACAK
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Karadeniz’deki Göktepe-3 kuyusunda görev yapan derin deniz sondaj gemisi Abdulhamid Han’ı da ziyaret etti.
Çalışmalar hakkında bilgi alan Bayraktar, bölgede sondajın 27 Mart’ta başladığını belirtti. Bayraktar, “Abdulhamid Han, 19 Mayıs’ta görevini tamamlamış olacak. Birkaç güne kadar nihai testler bitecek. Bu sahayla alakalı neticeyi inşallah Cumhurbaşkanımız aracılığıyla milletimize ulaştırmış olacağız” diye konuştu.
Kaynak: Haber7
-
Sağlık1 yıl ago
Ursactive Kullananların Yorumları – Karaciğer Hastası Olanlar!
-
Fiyatları1 yıl ago
En İyi Nargile Tütünleri – Nargile Tütün Markaları – En İyi Aromalar!
-
Fiyatları1 yıl ago
Kediye Çip Taktırmak Fiyatı 2024 – Tarım Bakanlığı
-
Maaşları1 yıl ago
TRT Çalışanlarının Maaşları 2023 – TRT Memur Maaşları Güncel!
-
Maaşları1 yıl ago
Banka Müdürü Maaşları ( Ziraat banka Müdürü maaşı )
-
Fiyatları1 yıl ago
Özel Hastane Sistoskopi Ücreti – Özel Hastane Muayene Ücreti
-
Sağlık1 yıl ago
Tetradox Kullanırken İlişkiye Girilirmi – Tetradox Yan Etkileri
-
Fiyatları1 yıl ago
Irak Zaho Telefon Fiyatları 2024