Fiyatları
Küresel piyasalar ABD’de açıklanacak enflasyon verilerine odakladı
Küresel piyasalar, Trump’ın açıkladığı tarifeler ve olası misilleme endişeleriyle satış baskısı altında haftayı tamamlarken, gözler gelecek hafta ABD’deki enflasyon verileri ve Fed FOMC toplantı tutanaklarına çevrildi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın “Önce Amerika” politikası kapsamında izlediği ekonomi ve ticaret politikaları küresel anlamda belirsizlik kaynağı olmaya devam ederken, bu yönde atılacak karşı adımlar piyasaların yönü üzerinde etkili oluyor.
Tarifelerin küresel büyüme üzerinde baskı oluşturacağı ve artan gümrük vergilerinin fiyatlara yansıtılarak enflasyonu tetikleyeceği endişeleri, risk algısının yüksek seyretmesine neden olarak pay piyasalarında satış baskısını artırdı.
Öte yandan, ABD yönetimi açıklanan tarifelere yönelik olası misillemelere daha sert tarifelerle karşılık verileceğini bildirirken, Çin’in cuma günü ABD ürünlerine ek gümrük vergisi uygulama kararı, ticaret savaşının derinleşeceğine yönelik endişeleri artırarak mevcut risk algısının daha da yükselmesine neden oldu.
Söz konusu gelişmelerle artan risk algısının etkisiyle, tahvil piyasalarında alış ağırlık bir seyir izlenirken, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi Ekim 2024’ten bu yana en düşük seviyesi olan yüzde 3,9150’yi test etti.
Buna ek olarak, Trump’ın duyurduğu tarifelerin ülkede fiyatları artırıcı etkide bulunabileceğine yönelik soru işaretleri sürerken, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, cuma günü yaptığı açıklamada, “İleriye baktığımızda, yüksek tarifeler ekonomimizde etkisini gösterecek ve muhtemelen önümüzdeki çeyreklerde enflasyonu yükseltecektir.” ifadelerini kullanması bu düşünceleri teyit etti.
Powell, İş Dünyası Editörlüğü ve Yazımını Geliştirme Derneği (SABEW) Yıllık Konferansı’nda, ekonomik görünüme ilişkin konuştu. Trump’ın karşılıklı tarifeleri açıklamasının ardından ilk kez konuşan Powell, belirsizliğin yüksek ve aşağı yönlü risklerinin artmasına rağmen ekonominin hala iyi bir yerde olduğunu söyledi.
Gelen verilerin sağlam bir büyüme, dengede bir iş gücü piyasası ve yüzde 2’lik hedefe çok daha yakın olmasına karşın yine de bankanın hedefinin üzerinde seyreden bir enflasyona işaret ettiğini anlatan Powell, “Yeni politikalar ve bunların olası ekonomik etkileri netleştikçe, bunların ekonomi ve para politikası üzerindeki etkilerini daha iyi anlayacağız.” dedi.
Neyin, hangi düzeyde ve ne kadar süreyle tarifeye tabi tutulacağı ve ticaret ortaklarının misillemesinin boyutu gibi ayrıntılar hakkında daha fazla kesinlik sağlanana kadar yüksek tarifelerin olası ekonomik etkilerini değerlendirmenin çok zor olacağını vurguladıklarını anımsatan Powell, “Belirsizlik hala yüksek olsa da tarife artışlarının beklenenden önemli ölçüde daha büyük olacağı artık netleşiyor.” dedi.
Powell, “Aynı durum, daha yüksek enflasyon ve daha yavaş büyüme gibi ekonomik etkiler için de geçerli olacaktır.” diye ekledi.
Etkilerin boyutu ve süresinin belirsizliğini koruduğunu kaydeden Powell, “Tarifelerin enflasyonda en azından geçici bir yükseliş yaratması son derece muhtemel olsa da etkilerin daha kalıcı olması da mümkündür.” şeklinde konuştu.
Trump, Powell’ın konuşmasının hemen öncesinde faiz oranlarını düşürmek için “mükemmel” bir zaman olduğunu belirterek, Fed Başkanı’na faiz oranlarını düşürmesi çağrısında bulundu.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed’in yıl sonuna kadar toplamda 4 faiz indirimi yapacağına ilişkin beklentiler güçlenirken, bankanın haziran ayında politika faizini yüzde 75 ihtimalle 25 baz puan indireceği tahmin ediliyor.
Analistler, fiyatlamalarda ABD’de cuma günü açıklanan tarım dışı istihdam verisinin öngörülerin üzerinde gerçekleşmesinin de etkili olabileceğini kaydederek, ABD’de gelecek hafta açıklanacak enflasyon verilerinden alınacak sinyallerin beklentiler üzerinde değişikliğe sebep olabileceğini söyledi.
Fed yetkililerinin açıklamaları da takip edilirken, Fed Başkan Yardımcısı Philip Jefferson enflasyondaki ilerleme ve istihdam piyasasına bağlı olarak mevcut sıkı politikayı daha uzun süre koruyabileceklerini veya politikayı gevşetebileceklerini kaydetti.
Jefferson, bu yıl iş gücü piyasasında ılımlı bir yumuşama beklediğini söyledi. Fed Yönetim Kurulu Üyesi Lisa Cook da tarifelere ilişkin belirsizliğin ekonominin zayıflamasına neden olabileceğini söyledi.
Bu gelişmeler ışığında tahvil piyasalarında alıcılı bir seyir hakim olurken, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi yaklaşık 40 baz puanlık azalışla haftayı son 7 ayın en düşük seviyesi olan yüzde 3,95’ten kapattı.
Altının ons fiyatı, haftayı yüzde 1,6 değer kaybıyla 3 bin 37 dolardan tamamlayarak, son 4 haftalık yükselişini sona erdirdi. Dolar endeksi de, haftayı yüzde 1 düşüşle 103’ten tamamladı.
Tarifelerin küresel büyümeyi negatif yönde etkileyeceğine yönelik endişeler ve petrol arzının artabileceğine ilişkin haber akışı petrol fiyatlarını baskıladı. Brent petrolün varil fiyatı, geçen haftayı yüzde 9,2 azalışla 65,7 dolardan tamamlayarak, Aralık 2021’den bu tarafa en düşük seviyeye indi.
NEW YORK BORSASI NEGATİF SEYRETTİ
New York borsasında geçen hafta satış ağırlık bir seyir öne çıktı. Cuma günü satış baskısının derinleşmesiyle teknoloji öncülüğünde satış baskısı izlendi.
Ülkede geçen hafta açıklanan verilere göre, ABD’de tarım dışı istihdam martta 228 bin kişi artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşirken, işsizlik oranı yüzde 4,1’den 4,2’ye çıktı.
ABD’de Tedarik Yönetim Enstitüsünün (ISM) imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), mart ayında 49 değerine inerek piyasa beklentilerinin altında gerçekleşti ve sektördeki daralmaya işaret etti.
Ülkede JOLTS açık iş sayısı da şubatta 7 milyon 568 bine gerileyerek öngörülerin altında kaldı.
Bu gelişmelerle haftalık bazda S&P 500 endeksi yüzde 9,08, Nasdaq endeksi yüzde 9,77 ve Dow Jones endeksi yüzde 7,86 değer kaybetti.
Yeni haftada çarşamba FOMC toplantı tutanakları, toptan stoklar, perşembe enflasyon, haftalık işsizlik maaşı başvuruları, cuma Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ve Michigan Tüketici Güven Endeksi takip edilecek.
AVRUPA BORSALARINDA SATIŞ BASKISI ÖNE ÇIKTI
Geçen hafta Avrupa borsaları, Trump’ın tarifelerine ilişkin gelişmelerin etkisiyle negatif bir seyir izlerken, yeni haftada piyasaların odağında ABD’ye olası misillemeler ve Almanya’da açıklanacak enflasyon yer alacak.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, çarşamba günü yaptığı açıklamalarda tarifelerin küresel ekonomi için iyi olmadığını vurguladı. Lagarde, “Şu anda ABD’ye yatırım yapma konusunda çok daha az heyecan var, daha fazla belirsizlik olana kadar duraklama ve bekleme var.” dedi.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, perşembe günü yaptığı açıklamada tarifeleri küresel ekonomiye büyük bir darbe olarak nitelendirdi. Von der Leyen, küresel ekonominin büyük ölçüde zarar göreceğini belirterek, “Belirsizlik artacak ve daha fazla korumacılığı tetikleyecek. Sonuçları korkunç olacak.” yorumunu yaptı.
Tarifelerin etkilerinin hemen hissedileceğine ve dünya çapındaki tüketicilere zarar vereceğine dikkati çeken von der Leyen, “Milyonlarca vatandaş daha yüksek market faturalarıyla karşı karşıya kalacak. İlaçlar ve ulaşım daha pahalı olacak. Enflasyon artacak.” diye konuştu.
Von der Leyen, Trump’ın başkalarının mevcut kurallardan haksız yere yararlandığı konusundaki görüşüne katıldığını aktararak, dünya ticaret sistemini küresel ekonominin gerçeklerine uygun hale getirmek için her türlü çabayı desteklemeye hazır olduklarını ifade etti.
ABD ile görüşmelere başlamak için henüz geç olmadığını da vurgulayan Von der Leyen, “Başından beri, transatlantik ticaretteki kalan engelleri kaldırmak için Amerika Birleşik Devletleri ile müzakere etmeye her zaman hazır olduk.” yorumunu yaptı.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Avrupa Birliği’nin (AB), ABD’nin tarifeleri artırma kararına karşılık vereceğini söyledi.
Söz konusu gelişmelerle, haftalık bazda Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 8,10, İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 6,97 ve İtalya’da MIB 30 endeksi ise yüzde 10,56 ve Almanya’da DAX 40 endeksi yüzde 8,10 düştü.
Gelecek hafta açıklanacak veri gündeminde pazartesi Avro Bölgesinde perakende satışlar, Almanya’da sanayi üretimi, cuma günü Almanya’da enflasyon, İngiltere’de sanayi üretimi takip edilecek.
ASYA BORSALARI SATICILI SEYRETTİ
Asya borsaları ise geçen hafta, satış ağırlıklı bir seyir izlerken, Çin yönetimi Trump tarifelerine karşı adım olarak bazı kararlar aldı.
Buna göre, Çin yönetimi ABD’nin “karşılıklı tarifeler” kapsamında getirdiği yüzde 34’lük tarife artışına karşı aynı oranda ek tarife uygulayacağını duyurdu, ayrıca bazı nadir toprak elementlerinin ihracatına kısıtlama getirdi.
Çin Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamada, samaryum, gadolinyum, terbiyum, disprosyum, lütesyum, skandiyum, itriyum ve alaşımlarının olduğu 7 kategorideki orta ve ağır nadir metallerin 4 Nisan’dan itibaren ihracat kontrol listesine alınacağı bildirildi.
Bakanlık, 27 ABD şirketi ihracat kontrolü veya yasağı listelerine eklendi. Şirketlerden 16’sının askeri ve sivil ikili kullanımı olan ürünlerinin ihracatına yasak getirilirken, 11 şirket ihracat yasağı uygulanan “güvenilmez varlık” listesine alındı.
Bakanlık tarafından, 16 ABD şirketinin, Çin’in ulusal güvenliğini ve çıkarlarını korumak ve silahların yayılmasının önlenmesine yönelik uluslararası yükümlülüklere uymak amacıyla ihracat kontrol listesine alındığını bildirildi.
Öte yandan geçen hafta Japonya Merkez Bankası (BoJ) Başkan Yardımcısı Shinichi Uchida, enflasyonun yüzde 2’lik hedefine ulaşma ihtimalinin artması halinde merkez bankasının faiz artırmaya devam edeceğini söyledi.
Uchida, “Her politika toplantısında, herhangi bir önyargı olmaksızın, para politikasına karar verirken (ekonomik ve fiyat) tahminlerimizin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini inceleyeceğiz.” dedi.
Makroekonomik verilere göre, Japonya’da şubat ayında hanehalkı harcamaları yıllık bazda yüzde 0,5 azalarak beklentilerin üzerinde gerçekleşti.
Bölgede siyasi gelişmeler de takip edilirken, Güney Kore’de Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol’un azline karar verdi.
Bu gelişmelerle geçen hafta Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 3,62, Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 9, Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 2,46 ve Çin’de Şanghay Bileşik endeksi yüzde 0,28 değer kaybetti.
24 Mart ile başlayan haftada, salı günü Japonya’da dış ticaret dengesi karşılanacak.
YURT İÇİNDE ENFLASYON VERİLERİ VE İHRACAT RAKAMLARI TAKİP EDİLDİ
Yurt içinde geçen hafta düşüş eğilimi öne çıktı. Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 2,90 değer kaybederek 9.379,83 puandan tamamladı.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı mart ayına ilişkin enflasyon verileri ile aynı aya ait ihracat rakamları geçen hafta öne çıktı.
Buna göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), martta aylık bazda yüzde 2,46, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yüzde 1,88 artış gösterdi. Yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 38,1, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 23,5 olarak kayıtlara geçti.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Mart 2025’te 23,4 milyar dolarla tarihin en yüksek ikinci mart ayı ihracat rakamı elde edildiğini belirterek, “Mayıs ortasında ABD’ye yapacağımız ziyarette, ilave gümrük vergilerini konuşacağız. İhracatımızı artırmak için hazırlığımızı yaptık.” dedi.
Bununla birlikte dolar/TL, haftayı bir önceki kapanışın hemen üzerinde 37,9950’den kapattı.
Yurt içinde gelecek hafta salı günü Hazine nakit dengesi, perşembe günü sanayi üretimi, cuma günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) piyasa katılımcıları anketi takip edilecek.
Kaynak: Haber7
Fiyatları
Adana’da turfanda patateste hasat mesaisi başladı
Türkiye’nin kıymetli ziraî üretim merkezlerinden Adana’da erkenci patates hasadı başladı.

İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün açıklamasına nazaran, geçen yıl 78 bin dekarlık alandan 318 bin ton rekolte elde edilen Adana’daki tarlalarda hasatla toplanan patatesler, kamyonlara yüklenerek farklı kentlere gönderildi.
İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Nuri Kökçüoğlu, Yüreğir ilçesi Esenler Mahallesi’nde hasadın başladığı patates tarlasında incelemelerde bulundu, üretici ve tarım emekçileriyle sohbet etti.
Kökçüoğlu, kentte şubatta meydana gelen zirai don nedeniyle patates yetiştirilen tarlalarda hasadın yaklaşık 25 gün geciktiğini bildirdi.
Zirai don sonrası çiftçilerin gerekli bakımları yapmasının sonucunu bugün tarlalarda görmenin memnunluğunu yaşadıklarını belirten Kökçüoğlu, şöyle devam etti:
“Don afetinde patateste yüzde 20 hasar tespitimiz vardı ama bunu bugün tarlada yüzde 10-15 düzeyinde görmek bizi açıkçası keyifli etti. Vilayetimizde ziraî üretim planlaması kapsamında patates üretimi yapıyoruz. Bu yıl 70 bin dekar alanda patates üretmeyi hedeflemiştik. Yaptığımız saha çalışmasında da bu kadar bir alanda patates üretildiğini görüyoruz. Ülkemizin muhtaçlığı olan patatesi turfanda olarak Adana’dan, daha sonra da başka vilayetlerimizden yaparak meselesiz bir formda gereğince üreteceğimize inanıyorum. Çiftçilerimiz üretiyor, ülke iktisadına katkı vermeye devam ediyor.”
Kökçüoğlu, dönemin üreticiler için iyi ve bereketli olmasını temenni etti.
Üretici Muzaffer Turgut da zirai don sebebiyle hasadın gecikmesine karşın patateste randımanın güzel olduğunu kaydetti.
Kaynak: Haber7
Fiyatları
İstanbul’da 10 evden 4’ünün deprem sigortası yok
Marmara Bölgesi’nde en yüksek deprem sigortalılık oranı yüzde 83 ile Yalova’da olurken, İstanbul’un deprem sigortalılık oranının yüzde 62 ile Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu görüldü.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından (AFAD) yapılan açıklamada, dün saat 12.49’da Marmara Denizi’nde Silivri açıklarında 6,2 büyüklüğünde meydana gelen depremin, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun Orta Marmara içinden geçen segmenti üzerinde gerçekleştiği belirtildi. Silivri açıklarında meydana gelen depremin ardından çok sayıda artçı sarsıntı kaydedildi.
Depremlerin ardından deprem sigortaları yeniden gündeme geldi. İki yıl önce yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası deprem sigortasına yönelik ilgi artsa da hala ciddi sayıda ev Zorunlu Deprem Sigortası’na sahip değil.
AA muhabirinin Doğal Afet Sigortaları Kurumundan (DASK) edindiği bilgilere göre, İstanbul’da zorunlu deprem sigortalılık oranı yüzde 62 ve yaşayan poliçe sayısı ise yaklaşık 2,6 milyon seviyesinde bulunuyor. Türkiye genelinde sigortalılık oranı yüzde 56 olurken, yüzde 62’lik sigortalılık oranıyla İstanbul Türkiye ortalamasının üzerinde yer alıyor.
İstanbul’daki sigortalılık oranı Türkiye ortalamasının üzerinde kalmasına rağmen hala 10 evden 4’ünün deprem sigortasına sahip olmaması dikkati çekiyor.
Bölgelere bakıldığında ise sigortalılık oranında yüzde 64 ile Marmara Bölgesi ilk sırada yer alırken, en düşük sigortalılık yüzde 45 ile Karadeniz Bölgesi’nde oldu.
DASK verilerine göre Marmara Bölgesinde en yüksek sigortalılık oranına yüzde 83 ile Yalova ulaşılırken, Yalova’yı yüzde 82’yle Sakarya, yüzde 79’la Tekirdağ izledi. En düşük oran ise yüzde 47 ile Bilecik’te kaydedildi.
SİGORTA SAHİPLERİ HASAR İHBARLARINI DASK’A İLETEBİLİR
Vatandaşlar, İstanbul’da dün gerçekleşen depremin ardından hasar gören sigortalı yapılar için DASK’ın “ALO 125” Zorunlu Deprem Sigortası Hattı’nı arayabilir, “www.dask.gov.tr” adresinden ve e-Devlet Kapısı’ndan hasar ihbarlarını kolayca gerçekleştirebilir.
Devletin güvence olarak sunduğu DASK, konutları depreme ve depremin doğrudan neden olduğu yangın, infilak, yer kayması ve tsunami gibi afetlere karşı güvence altına alıyor.
Zorunlu Deprem Sigortası uygulamasının başladığı 27 Eylül 2000’den itibaren gerek kurum gerekse sigorta şirketleri, toplumda sigorta bilincini artırmak amacıyla çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.
Kaynak: Haber7
Fiyatları
Karahan: Enflasyon düşüşü sürüyor ancak riskler canlı
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, enflasyon düşüşünün devam ettiğini ancak riskler canlı olduğunu belirterek, “Politika faizi, enflasyon görünümüne odaklanarak toplantı bazında ihtiyatlı bir şekilde ayarlanacaktır” dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, ABD’de “Türkiye’de Para Politikası ve Enflasyon Görünümü” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Karahan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Dolarizasyon riskleri kararlı ve sıkı bir politika duruşuyla sınırlandırılmıştır. Para politikası aktarımı son bir yılda önemli ölçüde iyileşmiştir.
Enflasyon düşüşü devam ediyor, ancak riskler canlı.
“MALİYE POLİTİKASI DEZENFLASYONA ÖNEMLİ KATKIDA BULUNACAK”
Sıkı para politikası duruşuna ilişkin kararlılık, iç talepteki ılımlılık, Türk lirasındaki reel değerlenme ve enflasyon beklentilerindeki iyileşme yoluyla dezenflasyon sürecini güçlendiriyor. Bundan sonra, maliye politikasının artan koordinasyonu da bu sürece önemli ölçüde katkıda bulunacaktır.
Sıkı para politikası duruşu, enflasyonda sürdürülebilir bir düşüş yoluyla fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecektir.
“PARA POLİTİKASI DEZENFLASYONU GEREKTİREN SIKILIĞI SAĞLAYACAK”
Politika faizi, gerçekleşen ve beklenen enflasyonu ve altta yatan eğilimi dikkate alarak öngörülen dezenflasyon yolunun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir.
Kurul, politika faizini, enflasyon görünümüne odaklanarak toplantı bazında ihtiyatlı bir şekilde ayarlayacaktır.
Enflasyonda önemli ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi halinde para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır.
Kaynak: Haber7
-
Sağlık1 yıl ago
Ursactive Kullananların Yorumları – Karaciğer Hastası Olanlar!
-
Fiyatları1 yıl ago
En İyi Nargile Tütünleri – Nargile Tütün Markaları – En İyi Aromalar!
-
Fiyatları1 yıl ago
Kediye Çip Taktırmak Fiyatı 2024 – Tarım Bakanlığı
-
Maaşları1 yıl ago
TRT Çalışanlarının Maaşları 2023 – TRT Memur Maaşları Güncel!
-
Maaşları1 yıl ago
Banka Müdürü Maaşları ( Ziraat banka Müdürü maaşı )
-
Fiyatları1 yıl ago
Özel Hastane Sistoskopi Ücreti – Özel Hastane Muayene Ücreti
-
Sağlık1 yıl ago
Tetradox Kullanırken İlişkiye Girilirmi – Tetradox Yan Etkileri
-
Fiyatları1 yıl ago
Irak Zaho Telefon Fiyatları 2024