Connect with us

Sağlık

Bele Platin Taktıranların Yorumları

Published

on

ını engelliyorsa ve doktor raporlarıyla kanıtlanabiliyorsa, malulen emeklilik için başvuru yapılabilir. Ancak her durumda, bireyin hekimler tarafından değerlendirilmesi ve onların önerilerine uygun bir şekilde hareket etmesi önemlidir.

Bele Platin Taktıran Kişilerin Yorumları

Dijital çağda estetik kaygıların ve bedensel rahatlık arayışının etkisiyle bele platin taktırmaya karar veren birçok kişi, bu deneyimleri hakkında fikirlerini paylaşmıştır. Bu yüzden “Bele Platin Taktıran Kişilerin Yorumları” başlığında, bu konuda yapılan geri dönüşleri mercek altına alıyoruz.

Neden Bele Platin Taktırılır?

Bel ağrıları, omurga problemleri ya da kaza sonrası oluşan travmalar sebebiyle birçok insan, doktor tavsiyesiyle bele platin taktırma kararı almaktadır. Bu cerrahi müdahale, omurgayı desteklemek ve ağrıları azaltmak amacıyla uygulanır.

Platin Taktırmanın Avantajları ve Dezavantajları:

Bele platin taktırma kararı alırken, gerçek kullanıcı yorumları kadar bu müdahalenin avantaj ve dezavantajlarını da değerlendirmek önemlidir.

Avantajlar:

– Omurgayı destekleyerek ağrıları azaltır.
– Bel rahatsızlıklarının giderilmesine yardımcı olur.
– Daha aktif bir yaşam tarzı sunar.
– Estetik açıdan bireyin kendine güvenini arttırır.

Dezavantajlar:

– Cerrahi bir işlem olduğu için riskler taşır.
– Bazı durumlarda platinlerin vücut tarafından kabul edilmemesi ve tedavinin başarısız olması söz konusu olabilir.
– Uzun bir iyileşme süreci gerektirir.
– Ameliyat sonrası komplikasyonlar yaşanabilir.

Bele platin takılma kararı büyük bir adımdır. Peki, ameliyat sonrası iyileşme süreci ne kadar sürer? Bu konuda size detaylı bilgiler sunacağım.

İyileşme Sürecinin Aşamaları:

Bele platin takılması sonrası iyileşme süreci bireyden bireye değişebilir. Ancak genel olarak, bu süreci üç aşamaya ayırmak mümkündür.

1. Ameliyattan Sonra 0-6 Hafta:

Bu dönemde birey, hareket etmekten kaçınmalı ve dinlenmelidir. Fizik tedavi görmesi de doktor tarafından önerilebilir.

2. 6 Hafta-3 Ay:

Bu süreçte bireyin yavaş yavaş günlük aktivitelere geri dönmesi ve fiziksel aktivitelerini arttırması önerilir.

3. 3 Ay ve Sonrası:

Bu süreçte birey, tamamen iyileşmiş ve günlük aktivitelerine dönmüş olur.

Bununla birlikte, her bireyin iyileşme süreci farklı olabileceği için doktorun tavsiyelerine uymak önemlidir.

Bele platin takılması sonrası bacak ağrısı, pek çok insanın karşılaştığı bir problem olabilir. Bu makalede, bu durumun nedenleri ve önerilen çözümler hakkında bilgi edineceksiniz.

Neden Bacak Ağrısı Yaşanır?

Cerrahi Müdahale: Bele platin takılması, omurgada yapılan bir cerrahi işlemdir. Bu işlem sırasında sinirler, kaslar veya dokular zarar görebilir. Bu, bacakta ağrıya neden olabiliyor.

Sinir Sıkışması: Cerrahi sonrası oluşan şişlik veya iltihap, sinirlerin sıkışmasına yol açabiliyor. Bu durum bacakta ağrıya yol açar.

Fiziksel Aktivite: Ameliyat sonrası dönemde, yanlış bir hareket ya da aşırı fiziksel aktivite de ağrıya sebep olabiliyor.

Önerilen Çözümler:

Dinlenme: Bele platin takılması sonrası bacak ağrısı yaşanıyorsa, vücudu dinlendirmek önemlidir. Özellikle ilk günlerde aşırı hareketten kaçının.

Fizik Tedavi: Doktorunuzun önerisi ile fizik tedavi uygulamalarına başvurabilirsiniz. Bu tedaviler, ağrınızın azalmasına yardımcı olabiliyor.

Ağrı Kesiciler: Doktor tavsiyesi ile kullanılacak ağrı kesiciler, rahatlamanıza yardımcı olacaktır.

🚀 Daha fazla bilgi ve eğlence için şu yazımıza da mutlaka göz atın! Differin Jel Kullananlar Yorumları 2023

Platinlerin omurga ameliyatlarında kullanılmasının temel amacı, omurganın doğru ve stabil bir pozisyonda durmasını sağlamaktır. Genelde bu platinlerin etkisini göstermesi ve omurganın düzelmesi için 3-4 aylık bir süre yeterlidir. Bu sürenin sonunda platinlerin aktif bir işlevi kalmaz, fakat bu, onların vücutta zararlı olduğu anlamına gelmez. Yani, bir nevi omurgada sadece fiziksel bir varlık olarak kalırlar, fakat omurganın hareketini engellemezler veya olumsuz bir etkileri olmaz.

Platinlerin çıkarılması konusunda ise, bu işlem genellikle ilk ameliyatın karmaşıklığına göre daha zor olabiliyor. Buna ek olarak, gereksiz bir cerrahi müdahale riskleri de beraberinde getirebiliyor. Fakat bu kararı alırken en belirleyici faktör, hekimin değerlendirmesidir. Eğer hekim, belirli bir sebep dolayısıyla platinlerin çıkarılmasının gerekli olduğunu düşünüyorsa bu öneriyi dikkate almakta fayda vardır. Ancak genel anlamda, platinlerin vücutta kalmasında bir sakınca görülmez.

Bele platin takılması, birçok insanın yaşadığı bel rahatsızlıkları sonucunda uygulanan bir tedavi yöntemidir. Peki, bu durum malulen emeklilik için bir gerekçe midir? İşte bu konuda bilmeniz gerekenler.

Bele Platin Takılması Nedir?

Bele platin takılması, omurgada oluşan hasar ya da rahatsızlıkları tedavi etmek amacıyla yapılan bir cerrahi işlemdir. Bu işlem, bireylerin günlük yaşantılarına dönmesine yardımcı olurken, bazı durumlarda çalışma hayatını sürdürememe riskini de beraberinde getirebiliyor.

Malulen Emeklilik Nedir?

Malulen emeklilik, çalışma hayatına devam edemeyecek durumda olan bireylerin, belirli sağlık şartlarına bağlı olarak emekli olmalarıdır.

Bele Platin Takılması Malulen Emeklilik Sebebi Olabilir Mi?

Bireylerin çalışma hayatına devam edip edemeyeceği, bele platin takılmasının ardından yaşanan kompl

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sağlık

Sağlık turizminde yeni dönem! İki bakanlıktan kritik adım! İmzalar atıldı

Dünyadan tedavi için yola çıkanlar, şifanın yanında güven, kalite ve yüksek hizmet standartlarını Türkiye’de buluyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı, kurumsal altyapısını pekiştirmek üzere yeni bir adım attı.

Published

on

By

Sağlık turizminde yeni dönem! İki bakanlıktan kritik adım! İmzalar atıldı

Dünyanın dört bir yanından tedavi için yola çıkanlar, şifanın yanında güven, kalite ve yüksek hizmet standartlarını Türkiye’de buluyor.

Sağlık altyapısı, nitelikli insan kaynağı ve turizmdeki tecrübesiyle Türkiye, küresel sağlık turizminin de yükselen yıldızı olmaya devam ediyor.

Türkiye’yi geçtiğimiz yıl sağlık turizmi amacıyla ziyaret eden kişi sayısı 1,5 milyonu aşarken bu alandan elde edilen gelir ise 3 milyar doların üzerine çıktı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı bu yükselişi daha güçlü ve sürdürülebilir kılarak Türkiye’nin sağlık turizmindeki kurumsal altyapısını pekiştirmek üzere yeni bir adım attı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu sağlıkta Türkiye markasını yeni bir seviyeye taşıyacak “Uluslararası Sağlık Turizmi Alanında İş Birliği Protokolü”nü imzaladı.

Sağlık Bakanlığında düzenlenen törenle imzalanan iş birliği protokolü uluslararası sağlık hizmetlerinde koordinasyonu, kaliteyi ve görünürlüğü daha da artıracak.

‘BÜYÜK BİR POTANSİYEL’

Protokolün imza töreninde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye’nin bu alandaki gücünü vurgulayarak “Son yıllarda hızla büyüyen ve alternatif bir turizm dalı olarak öne çıkan sağlık turizmi, ülkemiz için büyük bir potansiyeli de barındırmakta.” dedi.

Türkiye’nin güçlü sağlık altyapısı, deneyimli sağlık profesyonelleri ve yüksek standartlardaki tesisleriyle, dünyanın en çok tercih edilen destinasyonları arasında yerini aldığını belirten Ersoy, Türkiye’yi geçtiğimiz yıl sağlık turizmi amacıyla ziyaret eden kişi sayısının 1,5 milyonu aştığını ve bu alandan 3 milyar dolardan fazla gelir elde edildiğini söyledi.

Bakan Ersoy, sağlık turizmindeki başarıların altını çizdiği konuşmasında, “Bu rakamlar sadece bugünkü başarımızı değil, geleceğe dönük büyük bir potansiyelimizi de ortaya koymakta aslında.” ifadelerini kullandı.

DÜNYAYA ÖRNEK OLDU

Türkiye’nin küresel koronavirüs salgını döneminde gösterdiği sağlık hizmetleri başarısını da hatırlatan Bakan Ersoy, bu önemli başarıda, ülkemiz sağlık sektörünün gücü ve kalitesinin büyük rol oynadığını dile getirdi.

Küresel salgın sürecinde sergilenen etkili sağlık hizmetleri ve alınan önlemlerin uluslararası kamuoyunda takdir topladığını belirten Ersoy, “Bu dönemde Sağlık Bakanlığımız ile yürüttüğümüz yakın iş birliği sayesinde uygulamaya koyduğumuz ‘Güvenli Turizm’ programı, sadece ülkemizde değil, dünya genelinde örnek gösterilen bir uygulama haline gelmiştir.” sözleriyle iki Bakanlık arasındaki başarılı iş birliğine vurgu yaptı.

*“Hedefimiz Kayıt Dışılığın Önlenmesidir”*

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, imzalanan protokole ilişkin olarak şunları söyledi:  

“Bugün de sağlık turizmi alanındaki büyümeyi daha ileriye taşımak için Sağlık Bakanlığımız ile iş birliğini daha da güçlendirmiş olacağız. Hedefimiz, yalnızca ülkemize sağlık turizmi için gelen turistlerin sayısını artırmak değil; aynı zamanda bu alanda hizmet veren kuruluşların kayıt altına alınması, kalite standartlarının yükseltilmesi ve sektörümüzdeki kayıt dışılığın önlenmesi.” ifadelerini kullandı.

İŞ BİRLİĞİ DAHA DA GENİŞLEYECEK

Protokol kapsamında atılan somut adımları açıklayan Bakan Ersoy, “Bakanlığımız ile Sağlık Bakanlığı arasında imzalanan bu iş birliği protokolü ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) ve Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş. (USHAŞ) arasında ortak tanıtım faaliyetleri yürütülmesi, sağlık kuruluşlarına yönelik kayıt ve bilgilendirme sistemlerinin kurulması, ayrıca sağlık tesislerinin TÜSKA aracılığıyla sertifikasyon ve akreditasyon süreçlerine dâhil edilmesi yönünde çok önemli bir adım atılmış oluyor.” dedi.

İş birliğinin geleceği hakkında da konuşan Ersoy, “Önümüzdeki dönemde bu iş birliğini daha da genişletmeyi hedefliyoruz. Böylelikle sağlık turizmine katkı sağlayan tüm kurum ve kuruluşlarımız arasında güçlü bir koordinasyon sağlayarak ülkemizi bu alanda çok daha ileriye taşıyacağımıza inanıyoruz. Sağlık turizminde Türkiye markasını daha da güçlendirmek için attığımız her adım, sadece turizm gelirlerimizi değil, ülkemizin küresel etki gücünü de artırmakta.” açıklamasında bulundu.

SAĞLIK ÇOK ÖNEMLİ

Turizmin sadece deniz, kum ve güneş değil, çok geniş bir konsept olduğunu belirten Bakan Ersoy, Türkiye’nin son 7-8 yıldır yaptığı yoğun tanıtım çalışmalarıyla ürün çeşitliliğine çok önem verdiğini kaydetti.

Sağlık turizminin bu ürün çeşitliliği içerisinde en değerli alan olduğunu sözlerine ekleyen Ersoy konuşmasını şöyle tamamladı:

“Protokolün aynı zamanda bizim çok önemsediğimiz başka bir işlevi daha var. Turistin sağlığı kısmı çok önemli. Gelen turistin sağlığının daha fazla güvence altına alınması, daha fazla konfor sağlanması sağlık konusunda, bunlar memnuniyet açısından çok çok önemli. Bir daha tekrar Türkiye’yi tercih etmelerinde çok önemli bir kriter olduğunu düşünüyoruz. Özel sektörü bu konseptin içine daha fazla dahil ederek sağlıkta Türkiye’nin çok daha iyi yerlere gelmesini sağlayacağız.”  

*HealthTürkiye ile Marka Değer Artacak*
 
Türkiye’yi sağlık turizmi alanında bir marka haline getirdiklerini belirten Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu da törende yaptığı konuşmada, “Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliği ile ‘HealthTürkiye’ markasıyla yürüteceğimiz sağlık turizmi faaliyetleri ile bu alandaki gelir seviyemizi ileri boyutlara taşıyacağımıza inanıyoruz.” dedi.
 
Bakan Memişoğlu, “Bugün imzaladığımız iş birliği protokolü ile uluslararası sağlık turizmi ve turistin sağlığı kapsamında sunduğumuz sağlık hizmetleri ve bu amaçla yürütülen tanıtım hizmetlerimizi güçlendiriyoruz.” ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından iki bakan “Uluslararası Sağlık Turizmi Alanında İş Birliği Protokolü”ne imza attı.

Kaynak: Haber7

Continue Reading

Sağlık

Salgın büyüyor! Bir haftada olaylar yüzde 63 arttı

Afrika Hastalık Denetim ve Tedbire Merkezleri (Africa CDC), Batı Afrika ülkelerinden Sierra Leone’nin geçen hafta Afrika kıtasındaki doğrulanmış M çiçeği (mpox) virüsü hadiselerinin yarısından fazlasını bildirdiğini açıkladı.

Published

on

By

Afrika’da dünyayı korkutan salgın büyüyor. Africa CDC yetkilisi Ngashi Ngongo, çevrim içi olarak düzenlenen basın toplantısında, Sierra Leone’nin bir haftada 384 doğrulanmış M çiçeği hadisesi bildirdiğini belirtti.

Ngongo, bu sayının kıtadaki toplam hadiselerin yüzde 50,7’sini oluşturduğunu kaydederek, Sierra Leone’nin kıtadaki M çiçeği salgınını körüklediği ikazında bulundu.

“YÜZDE 63 ARTIŞ”

Ülkede ocakta M çiçeği salgınını halk sıhhati acil durumu ilan ettiğini hatırlatan Ngongo, “Sadece bir hafta içinde doğrulanmış hadiselerde yüzde 63 artış yaşandı.” dedi.

Ngongo, Sierra Leone’deki en büyük meselelerden birinin yetersiz finansman olduğunu vurgulayarak, temaslı takibi ve laboratuvar kapasitesinin de geliştirilmesi gerektiğini belirtti.

“ÇOK SAYIDA HASTA MESKENLERİNDE KALIYOR”

Ülkede M çiçeği tedavi merkezlerinde sadece 60 yatak bulunduğuna işaret eden Ngongo, “Aktif hadise sayısı 800 civarında. Bu nedenle pek çok hasta konutlarında kalmak zorunda kalıyor.” sözlerini kullandı.

Sierra Leone, Dünya Sıhhat Örgütü ve ortaklarından temin ettiği 61 bin 300 doz M çiçeği aşısını geçen ay, ülkede ön saflarda misyon yapan sıhhat çalışanlarına, yüksek risk altındaki bireylere ve 12 yaşından büyük çocuklara uygulamaya başlamıştı.

Sierra Leone’de ocak ayında 2 bireyde M çiçeği virüsünün belirlenmesinin akabinde ülkede “acil durum” ilan edilmiş ve hudut kapılarında nezaret arttırılmıştı.

HEM HAYVANLARDAN HEM DE İNSANLARDAN BULAŞIYOR

M çiçeği virüsü, fareler ve sincaplar üzere kemirgen hayvanlardan yahut enfekte olmuş bireylerden bulaşıyor. Virüsün neden olduğu beden döküntülerine dokunmak, bu döküntülerin bulaştığı giysi, çarşaf, havlu ve gibisi eşyayı kullanmak ve beden sıvılarıyla temas etmek en değerli bulaşı nedenleri ortasında yer alıyor.

İlk belirtiler virüsü kaptıktan sonraki 5 ila 21 günde ortaya çıkabiliyor. Virüs, genelde yüksek ateş, baş, sırt ve kas ağrısı, lenf bezlerinde şişlik, yorgunluk, üşüme, titreme ve ciltte su çiçeğine misal kabarcıklara neden oluyor.

Özel tedavi prosedürü bulunmayan hastalığın tedavisi antiviral ilaçlarla yapılıyor. Hadiselerin büyük kısmı hastalığı hafif geçiriyor ve birkaç hafta içinde sıhhatine kavuşuyor.

KAYNAK: AA

Kaynak: Haber7

Continue Reading

Sağlık

İlaçlara veda edin: Çöpe giden sarımsak kabukları bakın neye iyi geliyormuş!

Soğuk havalarda sürekli hasta olmak ve ilaç kullanmak istemiyorsanız doğanın şifası sarımsak kabuğuyla tanışın. Bağışıklığı güçlendiren, iltihabı önleyen ve öksürüğe iyi gelen sarımsak kabuğu çayının faydalarını keşfedin ve evde kolayca hazırlayın.

Published

on

By

İlaçlara veda edin: Çöpe giden sarımsak kabukları bakın neye iyi geliyormuş!

Soğuk havaların da etkisiyle artan hastalıklara karşı sürekli olarak ilaç kullanmak sizi de rahatsız ediyor ve doğal bir çare arıyorsanız doğru yerdesiniz.

Yüzyıllardır “doğal antibiyotik” olarak bilinen sarımsağın faydaları saymakla bitmiyor. Ancak bu sefer ihtiyacımız olan sarımsak değil, tam tersi çöpe atmak için kenara ayırdığınız kabukları!

Meğer sarımsağın kabuğu da tıpkı sarımsak kadar şifalıymış. İşte sarımsak kabuğunun faydaları ve nasıl tüketebileceğiniz hakkında bilmeniz gerekenler…

Sarımsak Kabuğunun Faydaları

  • Sarımsak kabuğu, bağışıklık sistemini güçlendiren güçlü antioksidanlar içerir.
  • Anti-inflamatuar özellikleriyle bilinen fenilpropanoidler bakımından zengindir.
  • Vücudu enfeksiyonlara karşı korur.
  • İltihap oluşumunu engeller.
  • Toksin atılımını destekler.
  • Öksürüğe iyi gelir.

Sarımsak Kabuğu Nasıl Tüketilir?

Sarımsak kabuğundan faydalanmanın en pratik yollarından biri çayını demlemektir. Sarımsak kabuğu çayını yapmak için aşağıdaki tarifi kullanabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 3-4 diş sarımsağın kabukları
  • 2 su bardağı kaynar su
  • İsteğe bağlı: Bal veya limon

Yapılışı:

  1. Sarımsak kabuklarını iyice yıkayın.
  2. Bir demliğe 2 su bardağı kaynar suyu ekleyin.
  3. Yıkanmış sarımsak kabuklarını kaynar suya ilave edin.
  4. Kısık ateşte yaklaşık 1 saat kadar demlenmeye bırakın.
  5. Demlenen çayı süzerek bir fincana dökün.
  6. İsteğe bağlı olarak tatlandırmak için bal veya limon ekleyebilirsiniz.

Günde bir bardak düzenli olarak tüketilmesi tavsiye edilen sarımsak kabuğu çayının kendine has bir kokusu olabilir. Bu kokuyu hafifletmek için isterseniz çayınıza portakal dilimi, zencefil veya bal ekleyebilirsiniz.

İlginizi çekebilir;

Kaynak: Haber7

Continue Reading

Trending

sex hikaye